Haber
Ford Otosan’dan Üst Düzey Mühendislik Başarısı: “Türkiye’nin İlk ve Tek Yerli Şanzımanı”
Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi ve ihracat şampiyonu Ford Otosan, Ecotorq motor ve arka aksın ardından, 58 Milyon Avro yatırım ve 230 mühendisin emekleri ile geliştirilen “Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanını” Eskişehir Fabrikası’nda tanıttı.
Avrupa’nın ticari araç üretim lideri, Türkiye’nin ihracat şampiyonu Ford Otosan, “Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanını” Eskişehir Fabrikası’nda gerçekleştirilen törenle tanıttı. 2018’de çalışmalarına başlanan ilk ve tek yerli şanzıman yatırımı ile Ford Otosan, motor, aks ve şanzımanın üçünü de geliştiren ve üreten sayılı global kamyon üreticilerinden biri konumuna ulaştı.
58 milyon avro yatırım ve TÜBİTAK’ın 13,5 milyon TL tutarında Ar-Ge teşviki ile Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen ilk ve tek yerli Ecotorq şanzıman sayesinde Ford Otosan’ın ağır ticari markası Ford Trucks’ın Eskişehir’de ürettiği ağır ticari araçlardaki yerlilik oranı %90’lara ulaşacak. 230 mühendisin, 5 yılda tasarım, test ve geliştirme aşamalarını tamamladığı Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanı, 1 milyon km’yi aşkın yolda, farklı ve zorlu koşullarda test edildi. Yeni yerli şanzımanı ile Ford Trucks markası, küresel arenada Türkiye’nin ağır ticari araç üretimindeki rekabet gücünün artmasına, Türkiye’de ise yan sanayi ve tedarik ekosisteminin gelişmesine katkı sunacak.
Varank: “Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen yerli şanzıman yeni gururumuz oldu”
Türkiye’de yerli üretimle kalkınmanın gayreti içinde olduklarının vurgulayan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanı ile ilgili şunları söyledi:
“Son 6 yıldır ihracat şampiyonu olan Ford Otosan, Türkiye’nin bugününe ve yarınına yatırım yapmayı sürdürüyor. Pandemiye rağmen hız kesmeden hatta vites yükselterek yoluna devam ediyor. 2020 yılı Aralık ayında Ford Otosan, 2 milyar avroluk yeni yatırım müjdesini kamuoyuna duyurmuştu. Yine bu senenin başında Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Ford Otosan ve Ford Avrupa arasında gerçekleştirilen satın alma sözleşmesinin imza törenine eşlik etmiştik. TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen Ecotorq motorundan sonra, şimdi de 58 milyon avro yatırım ile Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen yerli şanzıman yeni gururumuz oldu. Ford Otosan; motor, aks ve şanzımanın üçünü de kendi geliştirebilen sayılı küresel kamyon üreticilerinden biri haline gelecek. Ayrıca şanzıman yatırımıyla Türkiye’nin küresel pazarlardaki rekabetçi gücüne büyük katkı sunacak. Tasarımı ve Ar-Ge’si Türk mühendisleri tarafından gerçekleştirilen kamyonların yerlilik oranları %90’ları bulacak. Bununla birlikte üretilen şanzımanlar, kamyonların içerisinde 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilecek. Özetle hem Ford Otosan, hem yerli otomotiv sanayi hem de Türkiye kazanacak. Bu ve bunun gibi yüksek katma değerli yatırımlarla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası emin adımlarla gerçekleşecek. Ben bu vesileyle projede emeği geçen Ford Otosan ailesine teşekkürlerimi sunuyor, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum”
Ali Y. Koç: “Ülkemizin potansiyelini hayata geçirmesi ve küresel arenada her zaman rekabetçi bir noktada konumlanması vizyonunu üzerimize vazife addediyoruz”
Bu değerli yatırımın Türk otomotiv sanayini geleceğe taşımaya, küresel arenada rekabet gücünü artırmaya büyük katkısı olacağına inandığını söyleyen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Ülkemizin potansiyelini hayata geçirmesi ve küresel arenada her zaman rekabetçi bir noktada konumlanması vizyonunu üzerimize vazife addediyoruz. Topluluğumuzun varoluş nedenlerinin en güzel özeti, ‘önce vatan’ diyerek, potansiyeli görmek, yılmamak, gelişmek ve büyümek. Bu felsefe zaman içinde ‘Ülkem varsa ben de varım’ düsturu olarak Topluluğumuzun adeta DNA’sının bir parçası olmuştur. Koç Topluluğu ve Ford Motor Company arasındaki uzun soluklu ortaklığın bir sonucu olarak kurulan Ford Otosan da bu bakış açısıyla bu topraklar için yatırıma, üretime ve değer sunmaya devam ediyor” dedi.
“Topluluğumuzun gözbebeği Ford Otosan, otomotiv endüstrisinde her yönüyle global bir oyuncu konumunda”
Ali Y. Koç, ülkemizin küresel rekabetteki en büyük eksikliğinin sanayi ve teknoloji yatırımları olduğunun altını çizerek, “Bunun artması gerektiğine hepimiz hem fikiriz. Türkiye olarak bu eksikliği giderebilmemiz için, nitelikli insan kaynağımız ile bilgi ve teknoloji üretebilmemiz ve yüksek katma değerli ürün ve hizmetler sunabilmemiz gerekiyor. Topluluk olarak da en büyük hedefimiz; Türkiye’nin teknolojik rekabet gücünü artırarak, global çapta bir merkez ve bu alanda dünyanın sayılı oyuncularından biri olmasıdır. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için her işimizde; yönümüzü geleceğe, sürdürülebilirliğe, Ar-Ge ve inovasyona çeviriyoruz. Hız kesmeyen teknoloji yatırımlarımızla, geleceğe yönelik ürün ve hizmetler geliştirmeye gayret ediyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmede büyük yol alan Topluluğumuzun gözbebeği Ford Otosan, otomotiv endüstrisinde her yönüyle bugün global bir oyuncu konumunda. Ve de geldiğimiz nokta itibari ile, yenilikçi teknolojilerle küresel çapta rekabet ediyoruz. A’dan Z’ye Türk mühendislerinin üst düzey yetkinlikleri ile geliştirdiği ağır ticari araçlarımızın yurt içinde büyük rağbet görmesi, global arenada da ‘Türk malı’ damgası ile rekabet etmesi hepimizi gururlandırıyor.”
“Bizden bir parça, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının ülkemiz ve otomotiv sanayi için hayırlı olmasını diliyorum”
Türkiye otomotiv üretiminin %25’ini gerçekleştiren, Türkiye’nin son 6 senedir ihracat şampiyonu olan Ford Otosan’ın büyüme ivmesinin ve iradesinin daha da güçleneceğine inandığını, bunun için de yatırım ve çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini vurgulayan Ali Y. Koç, “Bugün itibarıyla başta Avrupa olmak üzere, 40’ı aşkın ülkeye Eskişehir’de üretilen ağır ticari araçlarımızı ihraç ediyoruz. F-MAX’in dünya çapındaki bu başarısının ardından bugün, üst düzey mühendislik başarısı olan ‘Türkiye’nin İlk ve Tek Yerli Şanzımanı’nı sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ağır ticari araç segmentinde Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanı ile teknolojik katma değeri yüksek bir ürünü sıfırdan geliştirip üreterek Ar-Ge ve mühendislik kapasitemize bir yenisini ekliyoruz. Yerlilik konusunu çok önemsiyor ve araçlarımızın yerlilik oranını en yüksek seviyeye taşıyarak ekonomimize katma değer sunmaya devam ediyoruz. Yerli şanzımanımız ile beraber ürettiğimiz ağır ticari araçlarımızın yerlilik oranı yüzde 90’a yaklaştı. Ülke olarak pek çok endüstride yerlilik oranına öncelik veriyoruz. İşte bu kamyon da gerçek anlamda Türk mühendisliği ve işçiliğinin bir eseridir. Bizden bir parça, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının ülkemiz ve otomotiv sanayi için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“Türkiye’yi kısa dönemli analizlerle anlamaya çalışmak büyük bir yanılgıdır; uzun vadede bu ülkeye yatırım yapan herkes kazanır”
“Geleceğin daha müreffeh, daha istikrarlı, daha mutlu Türkiye’si hepimizin ortak hayali” diyen Ali Y. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hayalimizi elbirliğiyle gerçekleştirecek her türlü potansiyele sahip olduğumuza yürekten inanıyorum. Koç Topluluğu, uzun vadeli değer yaratma vizyonuyla bu ülkenin geleceğine yatırım yapmaya, bu topraklardan kazandığını bizim insanımızla paylaşmaya devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ekonomimizin en zor dönemleri dahil bu şekilde hareket eden Topluluğumuzun ve bize güvenen uluslararası ortaklarımızın başarısının herkese ilham vermesini ve örnek olmasını diliyorum. Her fırsatta tekrarladığım gibi, Türkiye’yi kısa dönemli analizlerle anlamaya çalışmak büyük bir yanılgıdır; uzun vadede bu ülkeye yatırım yapan herkes kazanır. Uzun vadeli değer yaratma vizyonumuz ile çalışmaya, Vehbi Koç’un ‘Ülkem varsa ben de varım’ sözüyle ortaya koyduğu kurucu ilkenin ışığında elimizi taşın altına koymaya ve ülkemize katkı sunmaya devam edeceğimizden emin olabilirsiniz.”
Yenigün: “Yerli şanzıman markamızın ve ülkemizin uluslararası arenadaki rekabetçiliğine büyük katkı sağlayacak”
Bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene kadar, motoru da dahil olmak üzere komple tasarlama, geliştirme ve test etme yeteneklerine ve altyapısına sahip tek “Türk otomotiv şirketi” olarak otomotiv endüstrisinin geleceğini şekillendirmeye devam ettiklerini belirten Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ise şöyle konuştu:
“Türkiye otomotiv sanayinin öncü gücü Ford Otosan olarak, 60 yılı aşkın süredir otomotiv sektöründe ‘ilk’leri gerçekleştiriyor ve başarı hikayeleri yazıyoruz. Hayata geçirdiğimiz başarılı yatırımlarımızla, ülkemizdeki otomotiv ekosistemi ve tedarikçilerimizi bizimle birlikte büyütüyoruz. Hep birlikte büyümeye de devam ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, ağır ticari markamız, gözbebeğimiz Ford Trucks ile Eskişehir’de ürettiğimiz çekici, yol ve inşaat serisi ağır ticari araçlarımızı 40’tan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Ford Otosan olarak kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz ve ürettiğimiz F-MAX’in ‘Uluslararası Yılın Kamyonu’ ödülü başta olmak üzere aldığı ödüller, tüm dünyada büyük bir yankı uyandırıyor, araçlarımıza olan talebi artırıyor. Dünyayı etkisi altına alan pandemiye rağmen Ford Trucks ile Avrupa’nın en önemli pazarlarında yapılanmamıza ve büyümemize devam ediyoruz. Bu başarılarımız elbette tesadüf değil. Bugün yaşadığımız gururun arkasında, kuruluşunun hemen ardından ürün mühendisliği çalışmalarına başlayan ve bu birimi yıllar içerisinde Türkiye’nin özel sektörde en büyük Ar&Ge’si haline getiren mühendislerimizin yanı sıra, ilk günden beri en yüksek kalite, verimlilik ve esneklikle çalışmalarını sürdüren mükemmel üretim tesislerimiz ve çalışma arkadaşlarımız var. Ve bugün… Ne mutlu ki şirketimiz, tasarımından test süreçlerine kadar tamamen bizim geliştirdiğimiz şanzıman ile bir yeniliğe daha imza atıyor. 58 milyon avroluk yatırımla hayata geçirdiğimiz yerli şanzıman ile araçlarımızın %74 olan yerlilik oranını %90’lara çıkarıyor, markamızın ve ülkemizin uluslararası arenadaki rekabetçiliğine büyük katkı sağlıyoruz. Yerli şanzımanın hayata geçirilmesinde emeği olan tüm çalışma arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca, bizlere verdikleri destekler ve duydukları inanç için devletimize, kurumlarına ve bizi her zaman destekleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank’a teşekkür ediyoruz.”
Ford Trucks’ın global büyümesi pandemiye rağmen hız kesmeden devam ediyor
Sadece Türkiye içinde değil, 40’ı aşkın ülkede global pazarlar için de araç üreten ve geliştiren Ford Otosan’ın ağır ticari araç markası Ford Trucks, pandemiye rağmen global çapta büyümesini hız kesmeden sürdürüyor. 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) ödülünün ardından F-MAX’e Avrupa’dan gelen yoğun taleple birlikte büyüme planlarını erkene çeken Ford Trucks, 2019’da Polonya, Litvanya, Portekiz ve İspanya pazarlarının ardından yoğun talep gördüğü pazarlardan İtalya, Belçika, Lüksemburg yapılanmasını tamamladı. Son olarak, geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın en büyük ağır ticari pazarı Almanya’ya da atım atan şirket, global büyümesini 2021 yılı sonunda 45 ülkeye, 2024 yıl sonuna kadar da 55 ülkeye genişletmeyi hedefliyor.
Genel
Yeni Yamaha R7 ile Daha Gelişmiş Supersport Deneyimi
Yamaha’nın ikonik R Serisinin her modeli, ülkemizde satışa sunulmaya hazırlanıyor.
Yamaha’nın R Serisi; yarış kazanan üstün performansın, teknolojinin, yenilik ve tasarımın bir araya gelişini temsil eder.
Son 30 yıl boyunca Yamaha yenilikçi bir yol açma konusunda Supersport modelleriyle öncü bir rol oynadı ve bu kategorinin evrimine katkıda bulundu.

İlk R1’in tanıtıldığı 1998 yılından itibaren her R-Serisi modeli fark yaratmakla kalmadı aynı zamanda oyunun kurallarını değiştirdi. Son yıllarda sınırları zorlayan Yamaha, yolda ve pistte optimum performans sunan ve yarışlardan ilham alan spor motosikletler sunarak Supersport motosiklet konseptinde etkileyici modeller sundu.

2021’de piyasaya sürülen ve CP2 motor bloğundan güç alan R7 de bu hedef doğrultusunda atılan bir adımdı. Yeni bir Supersport türü olan R7, daha genç bir kitleye hitap etmek ve yeni nesil sürücüleri R125’ten R9’a ve öncü modelleri takip eden daha ekstrem ve üst düzey R1 RACE ile R1 GYTR’ye kadar tüm R serisi modellere sahip olmanın verdiği heyecan ve gururla tanıştırmak amacıyla tasarlandı.

Supersport kategorisinin bu evrimi yarış dünyasına da yansıdı. Avrupa’da düzenlenen popüler R7 Cup yarışlarıyla hem pistte hem de yolda kendini kanıtlayan R7 ayrıca 2024’te gerçekleştirilen Kadınlar Dünya Pist Şampiyonası için seçilen tek motosiklet oldu. Bu orta siklet Supersport sınıfının önemi, 2026 yılında R7’nin yarışlarda yer alacağı yeni FIM World Sportbike (WorldSPB) daha da önce çıkacak.

Yamaha’nın orta sınıf Supersport modeli olan R7, 2026 yılında çıtayı daha da yukarıya taşıyor ve daha rafine, güven veren bir sürüş deneyimi sunuyor.
R1’den geliştirilen 6 eksenli IMU ile birlikte, kapsamlı bir elektronik sürücü yardımı paketi ve YRC sürüş modlarına sahip oluyor.
Şasi modifikasyonları sayesinde daha zarif bir tasarım sunarken, dinamik bir yol tutuşu deneyimi sağlar.
Yenilenen sürüş ergonomisi, konforu ve hassasiyeti üst düzeye çıkartır.
Şık ve aerodinamik yeni Nesil R-Serisi tasarımı
![]()
YAMAHA ÇİP KONTROLLÜ GAZ KELEBEĞI (Y-CCT)
R7’de artık, sürücünün gaz kolu verilerini algılayarak ideal gaz açılma derecesini anında hesaplayan ECU’ya sahip yenilikçi Yamaha Çip Kontrollü Gaz Kelebeği (YCC-T) bulunuyor.
Sonuç olarak, tüm devir aralıklarında daha yumuşak bir tork eğrisi ve ikonik 689 cc CP2 motor bloğundan daha doğrusal bir his elde ediliyor.
Ayrıca YCC-T, R7’de elektronik sistemler açısından da yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Kullanıma sunulan sürüş modları ve elektronik yardımlarla R9’un izinden giderek, sürücülerin bu paketten en iyi şekilde faydalanmalarını ve sürüş heyecanını hissetmelerini sağlıyor.
![]()
6 EKSENLİ IMU VE ELEKTRONİK SÜRÜCÜ YARDIMLARI
Tamamen özelleştirilebilir elektronik sürücü yardım paketi, R1’den ilham alan 6 eksenli IMU ile birlikte çalışır. Bu paket hem yolda hem pistte sürücülerin deneyim kazanmalarına ve güven hissini sağlamalarına yardımcı olur.
6 eksenli IMU; ileri-geri, yukarı-aşağı ve sol-sağ yönlerdeki hızlanmanın yanı sıra motosikletin eğim, yalpalama ve savrulma durumlarındaki açısal hızını da sürekli olarak ölçerek tamamı sürücüde güven oluşturmaya odaklanan ve R7’nin potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı sağlayan yeni elektronik sürücü yardımları paketini kontrol eden ECU’ya gerçek zamanlı bilgi gönderir.
Bu özellikler arasında, gaz kelebeği tepkisini ve motor özelliklerini sportif moddan daha hafif moda değiştirmeyi sağlayan üç farklı güç modu bulunur. Üç aşamalı, yatış açısına duyarlı çekiş kontrol sistemi (TCS), ön ve arka tekerlekler arasındaki hız farkını algılar ve gerektiğinde arkadan çekişi korumak için güç dağıtımını yumuşatır.
Arkadaki kaymaları algılayıp, kaymanın kontrol edilmesine yardımcı olan Kaydırma Kontrolü (SCS) de üç destek seviyesiyle sunulur. Ön Kaldırma Kontrolü (LIF), ön tekerleğin hızlanma sırasında yerden yükseldiğini algılar ve tekerleğin kalkışını kontrol etmek üzere güç çıkışını ayarlar. R7 frenleme sırasında yatık durumdayken kaymaya başlarsa Fren Kontrolü (BC) sistemi, fren basıncını durumu telafi edecek şekilde değiştirir.
Gelişmiş Motor Freni Yönetim Sistemi (EBM), pistte sürüş sırasında gaz kapatıldığında veya vites düşürüldüğünde iki seviye arasında geçiş yapabilir. Arka tekerleğin aşırı motor freni nedeniyle kilitlenmesi durumunda daha fazla destek sağlamak amacıyla Arka Tekerlek Kayma Regülatörü (BSR) motor torkunu kontrol ederek motosikletin davranışını değiştirir. Bu sistem, yol tutuşun düşük olduğu koşullarda da ekstra güven sağlar.
Yarışa optimum bir başlangıç yapılmasını sağlamak için kalkışın ardından hızlanırken kullanılabilen bir Kalkış Kontrol (LC) sistemi de bulunmaktadır. Bu sistemin pist sürüşünde sağladığı bir diğer avantaj ise fren girişlerine daha doğrudan yanıt vermek üzere arka ABS’in kapatılmasına olanak tanımasıdır.
Elektronik yardımcı paketi, daha az deneyimli sürücüler için daha fazla koruma sağlayan yüksek ayarlardan daha deneyimli sürücülere yönelik daha düşük destek seviyesine kadar tüm sürücülerin kendi sürüş becerilerine uyum sağlayan optimum destek seviyesini sunacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca, sürücü yardımcıları, daha yüksek deneyimle gerçekleştirilen pist sürüşlerine uyum için tamamen kapatılabilmektedir.

YAMAHA SÜRÜŞ KONTROLÜ ILE KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLİR SÜRÜŞ MODLARI
R1 ve R9’dan sonra, R7’de de sürücülere kişisel tercihleri veya sürüş koşullarına göre motor gücü özelliklerini ve elektronik yardımcıların seviyesini seçme olanağı tanıyan Yamaha Sürüş Kontrolü (YRC) sistemi bulunacak. Farklı koşullara uyum sağlayan fabrika ayarlarıyla önceden ayarlanmış SPORT, STREET ve RAIN sürüş modlarının yanı sıra sürücüye Yamaha MyRide uygulaması aracılığıyla tercih ettiği ayarları manuel olarak yapma olanağı tanıyan iki Özel ayar oluşturma seçeneği sunulmaktadır.

ÜÇÜNCÜ NESİL QUICKSHIFTER VE GELİŞTİRİLMİŞ VİTES DEĞIŞTİRME
Daha akıcı, daha yumuşak ve daha sportif vites değiştirme deneyimi sunmak amacıyla erkek ve dişi dişlilerdeki diş sayısı birinci vites ile üçüncü vites aralığı için beşten altıya çıkarıldı. Gaz kelebeği açıldığında ve kapatıldığında motosikletin davranışı üzerinde oluşturduğu etkiyi azaltmak amacıyla dördüncü vites ile altıncı vites aralığı için dişli açısı da değiştirildi ve daha yumuşak vites geçişleri sağlandı.
Yamaha’nın üçüncü nesil Hızlı Vites Değiştirme Sistemi (QSS) ile genel vites değiştirme deneyimi daha da geliştirildi. Farklı ayarlarla debriyajsız vites yükseltme ve düşürme özelliği sunan bu sistemde Ayar 1, hızlanırken debriyajsız vites yükseltme ve yavaşlarken debriyajsız vites küçültme olanağı tanırken Ayar 2, hızlanırken vites düşürme ve yavaşlarken vites yükseltme imkanı sunarak hem yolda hem de pistte sürüş sırasında çok çeşitli senaryolara uyum sağlar.

DAHA RAFİNE VE ÇEVİK KONTROL DAHA RİJİT VE ÇEVİK ŞASİ
Dengeyi artırmak için rijitliği geliştirme çalışmaları sırasında boru düzeneği, çapı, kalınlığı ve takviyesi dahil R7’nin şasisindeki neredeyse her öğe değiştirildi ve optimize edildi. Sonuç olarak, önceki şasi ile aynı ağırlık korunarak eksenel, yanal ve burulma rijitliği iyileştirildi. Artırılan rijitliğe uyum sağlaması amacıyla orta bağlantıda çelik plakalar ve plastik kapaklar kullanılarak sürüş sırasında mükemmel denge sağlanırken motosikletin gidondan ve lastiklerden gelen geri bildirime verdiği tepki optimize edildi. Arka maşa da yoldan daha net geri bildirim sağlayacak şekilde yeniden tasarlandı.
Tarzı ve kuvveti optimize etmek amacıyla önceki tasarımın daha kalın olan parçaları inceltilerek yeniden tasarlanan üçlü kelepçe, öncü R1 ve R9 modelindeki üçlü kelepçelere daha benzer yeni bir görünüm kazandı.
Şaside yapılan revizyonları tamamlamak amacıyla R7’nin 41 mm’lik upside down ön amortisörlerinde kullanılan alüminyum (çelik yerine) piston kolları sayesinde genel ağırlık 350 gram azaltıldı ve daha hafif, daha çevik performans sağlandı. Ön yük, tepki ve sıkıştırma sönümlemesi için tamamen ayarlanabilen ön amortisör çatalı, sürücü tercihlerine ve değişen sürüş senaryolarına uyum sağlayacak şekilde anında değişiklik yapılmasına da olanak tanıyor. R7’de ilk kez kullanılacak Yamaha SpinForged jantlar ağırlığı önemli ölçüde azaltmanın yanı sıra
tekerlekteki ataleti de azaltarak daha hafif ve daha çevik kullanım olanağı sunacak. SpinForged jantlara daha yüksek yol tutuşu sağlayan Bridgestone Battlax Hypersport S23 lastikleri takıldı. Şaside yapılan tüm bu iyileştirmeler, iyileştirilen lastik geri bildirimi ve daha az yalpalama ve yumuşak sönümlemeyle sağlanan genel anlamda daha sakin bir şasi hissi sayesinde R7’nin daha iyi ve daha dinamik yol tutuşu deneyimi sunmasını sağlar.

YENİLENEN SÜRÜŞ POZİSYONU
R7’nin sürüş pozisyonu, genel erişilebilirliği ve sürüş konforunu artıracak şekilde değiştirildi. Yeniden konumlandırılan gidon pozisyonu gövdenin üst kısmı için daha kolay hareket olanağı sağlanırken yeniden tasarlanan yakıt deposu sayesinde motosiklet üzerinde öne ve geriye doğru hareket özgürlüğü artırıldı. Bu değişiklik, sürücülere viraj alırken ve yön değiştirirken vücut ağırlıklarını daha proaktif şekilde kaydırma olanağı tanır. 5 mm azaltılan sele yüksekliği (835 mm’den 830 mm’ye) daha erişilebilir bir şasi geometrisi sağlar. Daha keskin görünümlü selesi, R7’yi R1 ve R9 ile bir araya getirirken sürücü bağlantısını ve yol tutuşu performansını da artırıyor. R7’de, R1’de kullanılan ve ağırlığın ayaklıklara verilmesini sağlayarak viraj alma sırasında alt vücut dengesini artıran ayaklık bulunuyor.

5 İNÇ TFT EKRAN, BAĞLANTI VE SEZGİSEL KONTROLLER
5 inç tam renkli TFT gösterge ekranı, seçilebilir dört ekran temasıyla premium bir his sunuyor.
ÖZEL PIST MODU
Yolda sürüşe yönelik dört temaya ek olarak sunulan Pist Modunda, gerçek “yarış tarzında” gösterge paneli düzeni sunmak amacıyla tur zamanlayıcısına odaklanan panelde yalnızca ilgili bilgiler gösteriliyor.
YEPYENI ARABİRİME SAHİP SEZGİSEL KONTROL KUMANDALARI
Yeni entegre elcik düğme grubu, sürücünün akıllı telefon bağlantısı, navigasyon ve sürüş modları dahil olmak üzere yeni R7’nin çeşitli işlevlerini kullanmasına ve daha fazla menü seçeneği arasında geçiş yapmasına olanak tanır. Daha sezgisel ve rahat bir sürüş deneyimi için sinyaller artık otomatik kapanıyor ve sinyal süresini kısaltmak amacıyla üç kez yanıp sönme seçeneği sunuyor. Acil Durum Durdurma Sinyali (ESS) işlevi, acil bir durumda aracın arkasındaki sürücüleri aracın hızla durduğu konusunda uyarmak için dörtlü flaşörleri yakarak ani frenlemeye tepki verir.
HIZ SABİTLEYİCİ VE HIZ SINIRLAYICI
R7, özellikle uzun mesafeli sürüşlerde ekstra kolaylık sağlamak için üçüncü vites ve 40 km/s ve üzeri hızlarda sürüş sırasında etkinleştirilebilen bir hız sabitleyici sistemi ile donatıldı. Seyir hızı, ayarlandıktan sonra düğmeye tek bir basışla 1 km/s aralıklarla artırılabilir veya düğmeyi basılı tutarak sürekli olarak artırılıp azaltılabilir. Sürücü iptal düğmesini seçtiğinde veya frene, debriyaja ya da gaza bastığında hız sabitleyici sistemi devre dışı bırakılır. Ayrıca motosikletin seçilen hızı aşmamasını sağlamak için bir hız limiti belirlenerek motorun çıkış gücü kontrol edilebilir.
AKILLI TELEFON BİLDİRİMLERİ VE VERI AKTARIMI
R7’nin ekranı, motosikletin yerleşik İletişim Kontrol Birimi (CCU) aracılığıyla Yamaha’nın MyRide uygulaması üzerinden bir akıllı telefona bağlanabilir. Bu tam bağlantı özelliği; telefon görüşmeleri, kısa mesajlar ve hava durumu güncellemeleri gibi çeşitli bilgileri ve görüntüleri ekranda görüntüleme olanağı sunarken Garmin StreetCross uygulaması aracılığıyla tam bir navigasyon sistemi kullanılabilir.
MyRide uygulaması, YRC ayarlarını değiştirmek için de kullanılabilir ve motosikletten uzaktayken bile yeni YRC modların ayarlanmasına olanak tanır. Uygulamaya belirli bir yol veya pist koşuluna uyum sağlayacak 40 farklı mod ayarı seçeneği kaydedilip bu ayarlar menzil içindeyken motosiklete yüklenebilir.
Y-TRAC REV – BIR YARIŞÇI GİBİ HİSSEDİN!
2025 R9 modeli ile birlikte kullanıma sunulan yeni Y-TRAC Rev uygulaması, özel veri izleme ve pit ekibine sürücüyle iletişim kurma seçeneği sayesinde sürücülere profesyonel bir yarışçı deneyimi sunar. Y-TRAC Rev uygulaması ile sürücüler, tur süreleri ve sektör zamanlarının yanı sıra yatış açısı, motor devri, vites konumu, hız, gaz kelebeği konumu ve çekiş kontrolü elektronik destek sistemlerindeki destek seviyeleri gibi makine verilerini de kaydedilebilir. Sürücü daha sonra bu verileri analiz ederek veya diğer kullanıcıların verileriyle karşılaştırarak tur sürelerini iyileştirebilir ve aynı MotoGP’de olduğu gibi motosiklet ayarlarını optimize edebilir.
Y-TRAC Rev, sürücünün akıllı telefondan gelen GPS konum verilerini kullanır. Ayrıca, sürücü motosiklette harici bir GPS birimi kullanmayı tercih ediyorsa Y-TRAC Rev, Garmin GLO2’yi de destekler. Y-TRAC Rev ayrıca sürücünün pit ekibinin pistteyken gösterge paneline mesaj gönderebileceği bir “Sanal Pitboard” seçeneği de sunar. R7 sahipleri Y-TRAC Rev uygulamasını ücretsiz kullanabilir ancak sınırsız sürüş günlüklerinin kilidini açmak için premium abonelik gereklidir.
YENİ NESİL R SERİSİ TASARIM VE AERODINAMİ
Estetik, R Serisi DNA’sı için daima önemli bir unsur olmuştur ve her R modelinin temel tasarımında YZR- M1 MotoGP motosikletinin etkisi görülmektedir. Yeni R7 için de durum farklı değil. “M” biçimli kanal gibi öne çıkan özelliklerin korunduğu bu motosiklet, tüm R Serisi yelpazesiyle uyumlu, şık yeni bir görünüme sahip. Daha yüksek aerodinamik performans seviyeleri sağlamak amacıyla ön alanı küçültmek için özel çaba harcandı ve karenajın genişliği daha ince ve daha yumuşak hale getirildi. R7’de ortada yer alan, ön alanın dar boyutlarını korumak ve ağırlığı en aza indirmek için ikonik M şeklindeki hava kanalına gömülü olan tekli far korunurken yeni far lensiyle aerodinamik verimlilik artırıldı. Farın altına takılan
alt rüzgarlığın şeklinde yapılan değişiklikler sayesinde hava akışı verimliliği artırıldı ve daha yüksek hava hacminin radyatöre yönlendirilmesi sağlandı.
Aynalara entegre edilen sinyal lambaları ve minimalize edilen aydınlatma grubu, motosikletin ince görünümünü öne çıkarıyor.
ÖNEMLİ TEKNİK ÖZELLİKLER
689 cc CP2, sıvı soğutmalı, DOHC, 4 supaplı, çift silindirli motor
Daha rijit ve daha çevik şasi
Yamaha Çip Kontrollü Gaz Kelebeği (YCC-T)
R1’den ilham alarak geliştirilen 6 eksenli IMU
Çekiş Kontrolü (TCS), Kaydırma Kontrolü (SCS), Fren Kontrolü (SCS) dahil olmak üzere yatış
açısına duyarlı sürücü yardımı özellikleri
Güç Modları (PWR), Kalkış Kontrolü (LC) ve Ön Kaldırma Kontrolü (LIF)
Üçüncü Nesil Hızlı Vites Değiştirme Sistemi (QSS)
Motor Freni Yönetimi (EBM) ve Arka Tekerlek Kayma Regülatörü (BSR)
Özelleştirilebilir ayarlara sahip Yamaha Sürüş Kontrolü (YRC)
Arka ABS kapalı modu
Yeni Nesil R Serisi tasarım
Bağlantı özelliklerine sahip 5 inç tam renkli TFT ekran
Y-TRAC Rev ile sürüş verilerini kaydedip analiz etme özelliği
Hız sabitleyici ve hız sınırlayıcı
Bridgestone Battlax Hypersport S23 lastiklerle ile donatılmış Spinforged jantlar
Daha rafine, tamamen ayarlanabilir ön ve arka süspansiyon
Daha fazla konfor ve hareket için geliştirilmiş sürüş pozisyonu
Genel
Renkli Ekranlı Honda CB125F Ülkemizde Satışta

26YM HONDA CB125F
Honda, giriş seviyesindeki Naked modeli CB125F’yi yenilenen tasarımı, ek teknolojileri ve düşük yakıt tüketimiyle Türkiye’de satışa sunuyor. Start-stop özelliğiyle öne çıkan yeni CB125F, günlük kullanıma uygun yapısıyla motosiklet dünyasına adım atan sürücüler için güvenilir bir model olarak fark yaratıyor. CB125F modeli canlı renk seçenekleriyle 6 Eylül 2025 Cumartesi günü 139 bin TL satış fiyatıyla bayilerde yerini alıyor.
Honda’nın A1 ehliyet sınıfına uygun CB125F modeli, güncellenen tasarımıyla Türkiye yollarına çıkmaya hazırlanıyor. Honda’nın başlangıç seviyesine uygun 125 cc hacimli motosikletleri arasında yer alan CB125F modeli kullanıcı dostu bir giriş seviyesi motosiklet olarak dikkat çekiyor. 26 senelik mirasa sahip model, 2015 yılında geçirdiği tasarım değişimi sonrasında güçlü yönlerini korurken; kalite, kullanılabilirlik ve tasarım açısından gelişti. Honda’nın Naked kategorisindeki modeli CB125F, 2021 ve 2024 yıllarındaki yeniliklerin ardından 2026 model yılında da güncel tasarım, revize edilen detaylar ve ek teknolojilerle motosiklet severlerin beğenisine sunuluyor. Kırmızı, gri ve mavi olmak üzere üç farklı renk seçeneği ile yenilenen Honda CB125F modeli, 6 Eylül 2025 Cumartesi günü 139 bin TL satış fiyatıyla Honda Türkiye Motosiklet bayilerinde yerini alıyor.

26YM HONDA CB125F
Keskin tasarım çizgileri ile güçlü duruş
Honda CB125F, günlük kullanıma uygun olmasıyla motosiklet dünyasına giriş seviyesi için güvenilir bir yol arkadaşı olarak tasarlandı. Yenilenen CB125F, kullanıcısına büyük bir motosikletin tarzına yaklaşan güncellenmiş ve gelişmiş tasarımıyla öne çıkıyor. Geniş yakıt deposu, önceki nesilden esinlenerek tasarlanırken; keskin tasarım çizgileri modelin güçlü duruşunu destekleyerek dinamizm kazandırıyor. Siyah renkli susturucu ile uyum yakalayan üç boyutlu Honda Motosiklet logosu, modelin dikkat çekici hatlara sahip tasarım çizgilerini vurguluyor. Yenilenen koyu renkli ön cam granaj daha kompakt ve zarif bir görünüme kavuşurken; yan depo kaplamalarıyla birlikte rüzgarı etkili bir şekilde yönlendiriyor. CB125F, dikey ışık imzasıyla fark yaratırken; hem ön hem arka aydınlatmada tamamen yeni LED farlar yer alıyor. Yeni tam renkli 4,2 inç TFT ekran; vites, yakıt ve saat göstergeleriyle sürüş deneyiminin kalbini oluşturuyor. Bluetooth akıllı telefon bağlantısı desteği ile gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sunuluyor. USB-C girişi, kullanıcılar için akıllı telefonu kolayca şarj etme olanağı sağlıyor. Dik ve rahat oturma pozisyonu sunan modelde, ileride konumlandırılan ayak destekleri ve geniş boru şeklindeki gidon, sürücülere güvenli bir sürüş ve çok yönlü görüş alanı sunuyor. Yolcu için alüminyum tutamaç ve orta sehpa da standart donanımlar arasında yer alıyor.

26YM HONDA CB125F
Honda CB125F’de manuel vites ile start-stop teknolojisi ilk kez bir arada
Yenilenen Honda CB125F’nin 124 cc, hava soğutmalı, iki supaplı, SOHC, tek silindirli eSP motoru, yoğun şehir yollarında optimum performansı sunmak üzere tasarlandı. Motor 7.500 d/d’de 8 kW maksimum güç ve 6.000 d/d’de 10,9 Nm maksimum tork sağlarken; 0’dan 200 metre mesafeye 12,4 saniyede ulaşıyor. Yakıt ekonomisiyle öne çıkan CB125F, 1,4 lt/100 km (66,7 km/lt) yakıt tüketimi değerine ulaşırken; 11 litrelik yakıt deposuyla 730 km’nin üzerinde bir menzile olanak sağlıyor. Yeni CB125F’deki en önemli değişiklik olarak modelin donanım özelliklerine start-stop işlevi ekleniyor. CB125F, manuel vitesli motosikletler kategorisinde start-stop özelliğini sunan ilk Honda modeli olarak sürüş deneyimini daha ekonomik hale getiriyor. Start-stop teknolojisi, trafik ışıklarında ya da kısa beklemelerde motoru otomatik olarak durdurarak yakıt tasarrufu sağlıyor, hareket ettiğinizde devreye girerek motorun sorunsuz bir şekilde yeniden çalışmasını sağlıyor. EURO5+ uyumluluğu sunan CB125F modelinde start-stop işlevi istendiğinde devre dışı bırakılabiliyor.

26YM HONDA CB125F
CB125F’nin boru şeklindeki çerçevesi yüksek dayanımlı çelikten üretilirken; motorun sağlam merkez omurgası, sürüş konforu ile yolda optimum dengeyi sağlıyor. Tüm eğim açılarında sportif sürüş hissi sunan modelin ıslak ağırlığı ise sadece 117 kg. Çift arka amortisör, beş kademeli yay sertlik ayarını ve 30 mm çaplı teleskopik çatalın uyumunu tamamlıyor. Önde tek pistonlu fren kaliperi ile 240 mm ön disk ve arkada 130 mm kampana görev yapıyor. Düşük hızlarda daha dengeli ve istikrarlı kontrol sağlayan Kombine Fren Sistemi (CBS) yeni ve daha az deneyimli sürücüler için güvenli bir sürüş imkanı sunuyor. 18 inç dökme alüminyum ön ve arka jantlar, engebeli şehir yollarında dengeyi ve sürüş kalitesini artırıyor.

26YM HONDA CB125F
Haber
Toprak Razgatlıoğlu Üçüncü Kez Dünya Superbike Şampiyonu Oldu
Red Bull sporcusu Toprak Razgatlıoğlu, Dünya Superbike Şampiyonası’nın (WSBK) 2025 sezonunda Jerez Pisti’ndeki ikinci gün yarışını 3. sırada tamamlayarak üçüncü kez dünya şampiyonu oldu. 2026’da MotoGP’ye geçmeden önce WSBK kariyerini zirvede tamamlayan milli sporcu, Türk motor sporları tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

Dünyanın en prestijli motor sporları organizasyonlarından biri olan Dünya Superbike Şampiyonası’nda (WSBK) 2025 sezonunun şampiyonu Toprak Razgatlıoğlu oldu. Milli sporcu, İspanya’da bulunan Jerez Pisti’ndeki ikinci gün yarışını 3. sırada tamamlayarak kariyerinin üçüncü dünya şampiyonluğunu ilan etti.
2024 sezonunda BMW Rokit Motorrad takımıyla şampiyon olan Razgatlıoğlu, bu sezon da üstün sürüş kabiliyeti ve istikrarlı temposuyla fark yaratarak takımına üst üste ikinci dünya şampiyonluğunu getirdi.
Sezon boyunca 20’nin üzerinde podyum ve 15’in üzerinde galibiyet elde eden Toprak Razgatlıoğlu, Superbike tarihinin en fazla art arda yarış kazanan pilotları arasında yerini aldı. Red Bull sporcusu, zorlu Jerez yarışlarından elde ettiği sonuçla hem kendi rekorlarını geliştirdi hem de Türk motor sporları tarihinde kırılması güç bir başarıya ulaştı.
MotoGP Tarihinin İlk Türk Sporcusu
Toprak Razgatlıoğlu, 2026 sezonunda MotoGP’nin Pramac Yamaha takımıyla yarışarak seriye katılan ilk Türk sporcu olacak. Bu adım, Red Bull sporcusunun kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.
Red Bull ile On Yılı Aşan Yolculuk
Red Bull ailesine 2014 yılında katılan Toprak Razgatlıoğlu, Red Bull Rookies Cup, Superstock 600, Superstock 1000 ve Superbike serilerinde yarışarak her seviyede başarı elde etti. Razgatlıoğlu ve Red Bull birlikteliği; 2021, 2024 ve 2025 Dünya Superbike Şampiyonluğu, sayısız podyum, unutulmaz yarışlar ve MotoGP adımı ile taçlandı.
Dünyaca Ünlü Sporcular Arasına Girdi
Toprak Razgatlıoğlu’nun fotoğrafının yer aldığı özel Red Bull kutusu geçtiğimiz aylarda satışa sunuldu. Böylece Toprak, Red Bull’un özel kutularında yer alan Formula 1 şampiyonu Max Verstappen ve atletizmde dünya rekorlarının sahibi Armand Duplantis gibi isimler arasına adını yazdırdı. Bu özel kutu tasarımı, Razgatlıoğlu’nun küresel ölçekte geldiği noktayı kanıtlıyor.
