Sosyal medya

Haber

GOODYEAR’DAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GERÇEĞİ ANKETİ

Yayımlanma

/

Goodyear Sürdürülebilirlik Gerçekliği Anketi’ne Avrupa genelinde 985 filo katıldı. Anket sonuçlarına göre filoların dörtte üçü karbon ayak izini önemli bir konu olarak görüyor.

2019 Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında ulaşım sektörünün sera gazı emisyon oranının1990 yılına göre %90 azaltılması ve VECTO tarafından ölçülen yeni ağır vasıtaların karbon emisyonlarının 2025’te %15, 2030 yılına kadar ise %30 oranında azaltılması hedefleniyor.

Goodyear, ulaşım alanındaki çözüm ortaklarının karbon ayak izini azaltmak için neler yaptığını ve hangi hedeflere ulaşmayı planladıklarını analiz etmek adına 2021 Sürdürülebilirlik Gerçeği Anketi düzenlendi. Katılımcıların verdiği yanıtlar, sürdürülebilirliğin ulaşım sektörü şirketleri açısından büyük öneme sahip olduğunu ortaya koydu.

Sürdürülebilir ulaşım gündemin üst sırasında

Katılımcıların dörtte üçü, sürdürülebilirliği önemli veya çok önemli bir konu olarak gördüğünü ifade ediyor. 100 ve üzerinde araca sahip filoların yarısından fazlası, sürdürülebilirliğin şirket değerlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtiyor.

Goodyear Ticari İş Birimi Avrupa Pazarlama Direktörü Maciej Szymanski, konu hakkında şunları söyledi: “2021 Goodyear Sürdürülebilirlik Gerçekliği Anketi’ne verilen yanıtlar cesaret verici. Bu yanıtlar çevresel sürdürülebilirliğin sektörün gündeminin üst sıralarında yer aldığını açıkça ortaya koyuyor. Emisyonların azaltılmasına daha fazla önem verilmesinin yanında, filo yöneticilerinin net bir biçimde harekete geçtiğini görüyoruz. Filolar, karbon azaltılması hedeflerine ulaşmak için iklim sorunlarına karşı önlemler alıyor ve iklim nötr bir geleceğe geçişi destekliyorlar.”

2022’ye kadar her 5 filodan 4’ünün açık sürdürülebilirlik hedefleri olacak

500 araçlık filolar çevre odaklı bir kültürü gündelik operasyonlarının bir parçası haline getirerek bu çalışmalara öncülük ederken, daha büyük filoların %70’i daha net bir şekilde çevreci hedefler belirlediklerini ifade ediyor. Ankete katılan 5 filodan 4’ü 2022 sonbaharına kadar sürdürülebilirlik hedeflerinin olacağını belirtiyor. Bu oran, 2021 yılına oranla %38 artış anlamına geliyor.

Sektörün daha çevreci bir geleceğe doğru ilerlediğini kaydeden Szymanski, şunları söyledi: “Avrupa genelinde ulaşım ve lojistik sağlayıcılarının zaman ve maliyet baskılarına ek olarak operasyonlarındaki artan karmaşıklık ve zorluk seviyesi , talepteki dalgalanmalar nedeniyle, sektörün şu anda kritik bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Hem sürdürülebilirlik hem de verimlilik hedeflerini karşılayan doğrudan çözümlere ihtiyaç duyulduğunu açıkça görüyoruz. Bu hareketin hızlandırılmasında sürdürülebilirliğin standart bir hale getirilmesi büyük önem arz ediyor.”

En yaygın önlemler ve teşviklerin önemi

En çok alınan önlemlerden biri araç filolarının yenilenmesi olurken, filo operatörlerinin %68’i araçlarını yenilemeyi tercih ediyor. 500 araçtan büyük filoların %43’ünün elektrikli, hibrit veya LNG yakıtlı araçlara geçmiş bulunuyor.

Filoların yaklaşık yüzde altmışı halihazırda daha fazla yakıt verimliliği sağlayan lastikler kullanıyor. Bu bağlamda Goodyear, daha çevreci bir geleceğe geçişte kamyon üreticilerini ve ulaşım şirketlerini destekliyor. Bir süre önce pazara sunulan Goodyear FUELMAX ENDURANCE, filolara gündelik operasyonlarını karmaşıklaştırmadan sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları konusunda yardımcı olan, düşük yuvarlanma direnci ve yüksek dayanıklılık özelliklerine sahip bir lastik.

Karbon ayak izini daha da azaltmak için filolar lastikleri yeniden kaplatmayı tercih ediyor (%42). Lastik karkasının yeniden kullanılması ve üretim sürecinde daha az hammadde, atık ve enerji tüketimiyle, bu uygulama filolara karbon ayak izlerini azaltma konusunda doğrudan bir çözüm sunuyor. Yeniden kaplanan lastiklerde yeni lastikleriyle aynı kalitede malzeme kullanan Goodyear, böylece yeniden kaplanan lastiklerin yenileriyle benzer performans sağlamasına olanak tanıyor.

Filoların çevresel sürdürülebilirliğini artırmaya yönelik ek önlemler arasında, çevreci sürüş teknikleri gibi, sürüş davranışlarının optimize edilmesine yönelik uygulamalar yer alıyor. Operatörlerin %55’i halihazırda bu uygulamaları kullanıyor ve yakın zamanda yakıt tüketimi önlemlerini de uygulamaya geçirmeyi hedefliyor.

Ankete katılan filoların %45’i, çevre teşvikleri ve vergi paketleri gibi, ulaşım sektöründe uygulanacak çevresel düzenlemelerin yanı sıra daha sıkı düzenlemeler konusunda da bilgi sahibi olduğunu ifade ediyor.

Vergi muafiyeti gibi mali teşvikler ise ankete katılan filoların %70’i için önemli teşvik edici uygulamalar olarak öne çıkıyor. Ankete katılan şirketlerin üçte biri, sürdürülebilirliği işletme giderlerini düşürmenin bir yolu olarak görüyor.

Çevre dostu mobiliteyi yavaşlatan etkenler maliyet ve karmaşıklık

Sürdürülebilirlik önlemlerinin daha da artırılmasının önündeki ana engel maliyet olurken, katılımcıların %60’ından fazlası çözümlerin çok maliyetli olduğunu ifade ediyor. 500 araçtan büyük filoların %76’sı, mali teşviklerin sunulması durumunda daha büyük iyileştirmeler sağlayabileceklerini vurguluyor.

Şirketlerin %45’i sürdürülebilir çözümlerin gündelik faaliyetlerinin bir parçası haline gelmek için fazla karmaşık olduğunu dile getiriyor. Operatörlerin %54’ü yakıt verimliliğini artırmak ve emisyonları azaltmak için telematik çözümler kullanıyor.

Goodyear’ın lastik ve filo yönetim çözümleri, filo operasyonlarına kolaylıkla uygulanabiliyor. Goodyear’ın Drive-Over-Reader ve DrivePoint uygulamaları, araç parka her girdiğinde saniyeler içinde otomatik lastik analizi sağlıyor. Goodyear TPMS, operatörlere gerçek zamanlı veriler sunuyor ve ZF’in web tabanlı bir idari hizmet çözümü (TX CONNECT) ile teknik performans ve tır parkının durumu hakkında veri sağlayan bir portal (TX TRAILERFIT) içeren ve Transics tarafından geliştirilmiş FMS (Filo Yönetim Çözümleri) portföyüne erişim sağlıyor.

Devamını oku

Genel

Yeni Yamaha R7 ile Daha Gelişmiş Supersport Deneyimi

Yayımlanma

/

Yamaha’nın ikonik R Serisinin her modeli, ülkemizde satışa sunulmaya hazırlanıyor.
Yamaha’nın R Serisi; yarış kazanan üstün performansın, teknolojinin, yenilik ve tasarımın bir araya gelişini temsil eder.
Son 30 yıl boyunca Yamaha yenilikçi bir yol açma konusunda Supersport modelleriyle öncü bir rol oynadı ve bu kategorinin evrimine katkıda bulundu.

İlk R1’in tanıtıldığı 1998 yılından itibaren her R-Serisi modeli fark yaratmakla kalmadı aynı zamanda oyunun kurallarını değiştirdi. Son yıllarda sınırları zorlayan Yamaha, yolda ve pistte optimum performans sunan ve yarışlardan ilham alan spor motosikletler sunarak Supersport motosiklet konseptinde etkileyici modeller sundu.

2021’de piyasaya sürülen ve CP2 motor bloğundan güç alan R7 de bu hedef doğrultusunda atılan bir adımdı. Yeni bir Supersport türü olan R7, daha genç bir kitleye hitap etmek ve yeni nesil sürücüleri R125’ten R9’a ve öncü modelleri takip eden daha ekstrem ve üst düzey R1 RACE ile R1 GYTR’ye kadar tüm R serisi modellere sahip olmanın verdiği heyecan ve gururla tanıştırmak amacıyla tasarlandı.

Supersport kategorisinin bu evrimi yarış dünyasına da yansıdı. Avrupa’da düzenlenen popüler R7 Cup yarışlarıyla hem pistte hem de yolda kendini kanıtlayan R7 ayrıca 2024’te gerçekleştirilen Kadınlar Dünya Pist Şampiyonası için seçilen tek motosiklet oldu. Bu orta siklet Supersport sınıfının önemi, 2026 yılında R7’nin yarışlarda yer alacağı yeni FIM World Sportbike (WorldSPB) daha da önce çıkacak.

Yamaha’nın orta sınıf Supersport modeli olan R7, 2026 yılında çıtayı daha da yukarıya taşıyor ve daha rafine, güven veren bir sürüş deneyimi sunuyor.
R1’den geliştirilen 6 eksenli IMU ile birlikte, kapsamlı bir elektronik sürücü yardımı paketi ve YRC sürüş modlarına sahip oluyor.
Şasi modifikasyonları sayesinde daha zarif bir tasarım sunarken, dinamik bir yol tutuşu deneyimi sağlar.
Yenilenen sürüş ergonomisi, konforu ve hassasiyeti üst düzeye çıkartır.
Şık ve aerodinamik yeni Nesil R-Serisi tasarımı

YAMAHA ÇİP KONTROLLÜ GAZ KELEBEĞI (Y-CCT)
R7’de artık, sürücünün gaz kolu verilerini algılayarak ideal gaz açılma derecesini anında hesaplayan ECU’ya sahip yenilikçi Yamaha Çip Kontrollü Gaz Kelebeği (YCC-T) bulunuyor.
Sonuç olarak, tüm devir aralıklarında daha yumuşak bir tork eğrisi ve ikonik 689 cc CP2 motor bloğundan daha doğrusal bir his elde ediliyor.
Ayrıca YCC-T, R7’de elektronik sistemler açısından da yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Kullanıma sunulan sürüş modları ve elektronik yardımlarla R9’un izinden giderek, sürücülerin bu paketten en iyi şekilde faydalanmalarını ve sürüş heyecanını hissetmelerini sağlıyor.

6 EKSENLİ IMU VE ELEKTRONİK SÜRÜCÜ YARDIMLARI

Tamamen özelleştirilebilir elektronik sürücü yardım paketi, R1’den ilham alan 6 eksenli IMU ile birlikte çalışır. Bu paket hem yolda hem pistte sürücülerin deneyim kazanmalarına ve güven hissini sağlamalarına yardımcı olur.
6 eksenli IMU; ileri-geri, yukarı-aşağı ve sol-sağ yönlerdeki hızlanmanın yanı sıra motosikletin eğim, yalpalama ve savrulma durumlarındaki açısal hızını da sürekli olarak ölçerek tamamı sürücüde güven oluşturmaya odaklanan ve R7’nin potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı sağlayan yeni elektronik sürücü yardımları paketini kontrol eden ECU’ya gerçek zamanlı bilgi gönderir.
Bu özellikler arasında, gaz kelebeği tepkisini ve motor özelliklerini sportif moddan daha hafif moda değiştirmeyi sağlayan üç farklı güç modu bulunur. Üç aşamalı, yatış açısına duyarlı çekiş kontrol sistemi (TCS), ön ve arka tekerlekler arasındaki hız farkını algılar ve gerektiğinde arkadan çekişi korumak için güç dağıtımını yumuşatır.
Arkadaki kaymaları algılayıp, kaymanın kontrol edilmesine yardımcı olan Kaydırma Kontrolü (SCS) de üç destek seviyesiyle sunulur. Ön Kaldırma Kontrolü (LIF), ön tekerleğin hızlanma sırasında yerden yükseldiğini algılar ve tekerleğin kalkışını kontrol etmek üzere güç çıkışını ayarlar. R7 frenleme sırasında yatık durumdayken kaymaya başlarsa Fren Kontrolü (BC) sistemi, fren basıncını durumu telafi edecek şekilde değiştirir.

Gelişmiş Motor Freni Yönetim Sistemi (EBM), pistte sürüş sırasında gaz kapatıldığında veya vites düşürüldüğünde iki seviye arasında geçiş yapabilir. Arka tekerleğin aşırı motor freni nedeniyle kilitlenmesi durumunda daha fazla destek sağlamak amacıyla Arka Tekerlek Kayma Regülatörü (BSR) motor torkunu kontrol ederek motosikletin davranışını değiştirir. Bu sistem, yol tutuşun düşük olduğu koşullarda da ekstra güven sağlar.
Yarışa optimum bir başlangıç yapılmasını sağlamak için kalkışın ardından hızlanırken kullanılabilen bir Kalkış Kontrol (LC) sistemi de bulunmaktadır. Bu sistemin pist sürüşünde sağladığı bir diğer avantaj ise fren girişlerine daha doğrudan yanıt vermek üzere arka ABS’in kapatılmasına olanak tanımasıdır.
Elektronik yardımcı paketi, daha az deneyimli sürücüler için daha fazla koruma sağlayan yüksek ayarlardan daha deneyimli sürücülere yönelik daha düşük destek seviyesine kadar tüm sürücülerin kendi sürüş becerilerine uyum sağlayan optimum destek seviyesini sunacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca, sürücü yardımcıları, daha yüksek deneyimle gerçekleştirilen pist sürüşlerine uyum için tamamen kapatılabilmektedir.

YAMAHA SÜRÜŞ KONTROLÜ ILE KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLİR SÜRÜŞ MODLARI
R1 ve R9’dan sonra, R7’de de sürücülere kişisel tercihleri veya sürüş koşullarına göre motor gücü özelliklerini ve elektronik yardımcıların seviyesini seçme olanağı tanıyan Yamaha Sürüş Kontrolü (YRC) sistemi bulunacak. Farklı koşullara uyum sağlayan fabrika ayarlarıyla önceden ayarlanmış SPORT, STREET ve RAIN sürüş modlarının yanı sıra sürücüye Yamaha MyRide uygulaması aracılığıyla tercih ettiği ayarları manuel olarak yapma olanağı tanıyan iki Özel ayar oluşturma seçeneği sunulmaktadır.

ÜÇÜNCÜ NESİL QUICKSHIFTER VE GELİŞTİRİLMİŞ VİTES DEĞIŞTİRME
Daha akıcı, daha yumuşak ve daha sportif vites değiştirme deneyimi sunmak amacıyla erkek ve dişi dişlilerdeki diş sayısı birinci vites ile üçüncü vites aralığı için beşten altıya çıkarıldı. Gaz kelebeği açıldığında ve kapatıldığında motosikletin davranışı üzerinde oluşturduğu etkiyi azaltmak amacıyla dördüncü vites ile altıncı vites aralığı için dişli açısı da değiştirildi ve daha yumuşak vites geçişleri sağlandı.
Yamaha’nın üçüncü nesil Hızlı Vites Değiştirme Sistemi (QSS) ile genel vites değiştirme deneyimi daha da geliştirildi. Farklı ayarlarla debriyajsız vites yükseltme ve düşürme özelliği sunan bu sistemde Ayar 1, hızlanırken debriyajsız vites yükseltme ve yavaşlarken debriyajsız vites küçültme olanağı tanırken Ayar 2, hızlanırken vites düşürme ve yavaşlarken vites yükseltme imkanı sunarak hem yolda hem de pistte sürüş sırasında çok çeşitli senaryolara uyum sağlar.

DAHA RAFİNE VE ÇEVİK KONTROL DAHA RİJİT VE ÇEVİK ŞASİ
Dengeyi artırmak için rijitliği geliştirme çalışmaları sırasında boru düzeneği, çapı, kalınlığı ve takviyesi dahil R7’nin şasisindeki neredeyse her öğe değiştirildi ve optimize edildi. Sonuç olarak, önceki şasi ile aynı ağırlık korunarak eksenel, yanal ve burulma rijitliği iyileştirildi. Artırılan rijitliğe uyum sağlaması amacıyla orta bağlantıda çelik plakalar ve plastik kapaklar kullanılarak sürüş sırasında mükemmel denge sağlanırken motosikletin gidondan ve lastiklerden gelen geri bildirime verdiği tepki optimize edildi. Arka maşa da yoldan daha net geri bildirim sağlayacak şekilde yeniden tasarlandı.
Tarzı ve kuvveti optimize etmek amacıyla önceki tasarımın daha kalın olan parçaları inceltilerek yeniden tasarlanan üçlü kelepçe, öncü R1 ve R9 modelindeki üçlü kelepçelere daha benzer yeni bir görünüm kazandı.

Şaside yapılan revizyonları tamamlamak amacıyla R7’nin 41 mm’lik upside down ön amortisörlerinde kullanılan alüminyum (çelik yerine) piston kolları sayesinde genel ağırlık 350 gram azaltıldı ve daha hafif, daha çevik performans sağlandı. Ön yük, tepki ve sıkıştırma sönümlemesi için tamamen ayarlanabilen ön amortisör çatalı, sürücü tercihlerine ve değişen sürüş senaryolarına uyum sağlayacak şekilde anında değişiklik yapılmasına da olanak tanıyor. R7’de ilk kez kullanılacak Yamaha SpinForged jantlar ağırlığı önemli ölçüde azaltmanın yanı sıra
tekerlekteki ataleti de azaltarak daha hafif ve daha çevik kullanım olanağı sunacak. SpinForged jantlara daha yüksek yol tutuşu sağlayan Bridgestone Battlax Hypersport S23 lastikleri takıldı. Şaside yapılan tüm bu iyileştirmeler, iyileştirilen lastik geri bildirimi ve daha az yalpalama ve yumuşak sönümlemeyle sağlanan genel anlamda daha sakin bir şasi hissi sayesinde R7’nin daha iyi ve daha dinamik yol tutuşu deneyimi sunmasını sağlar.

YENİLENEN SÜRÜŞ POZİSYONU
R7’nin sürüş pozisyonu, genel erişilebilirliği ve sürüş konforunu artıracak şekilde değiştirildi. Yeniden konumlandırılan gidon pozisyonu gövdenin üst kısmı için daha kolay hareket olanağı sağlanırken yeniden tasarlanan yakıt deposu sayesinde motosiklet üzerinde öne ve geriye doğru hareket özgürlüğü artırıldı. Bu değişiklik, sürücülere viraj alırken ve yön değiştirirken vücut ağırlıklarını daha proaktif şekilde kaydırma olanağı tanır. 5 mm azaltılan sele yüksekliği (835 mm’den 830 mm’ye) daha erişilebilir bir şasi geometrisi sağlar. Daha keskin görünümlü selesi, R7’yi R1 ve R9 ile bir araya getirirken sürücü bağlantısını ve yol tutuşu performansını da artırıyor. R7’de, R1’de kullanılan ve ağırlığın ayaklıklara verilmesini sağlayarak viraj alma sırasında alt vücut dengesini artıran ayaklık bulunuyor.

5 İNÇ TFT EKRAN, BAĞLANTI VE SEZGİSEL KONTROLLER
5 inç tam renkli TFT gösterge ekranı, seçilebilir dört ekran temasıyla premium bir his sunuyor.

ÖZEL PIST MODU
Yolda sürüşe yönelik dört temaya ek olarak sunulan Pist Modunda, gerçek “yarış tarzında” gösterge paneli düzeni sunmak amacıyla tur zamanlayıcısına odaklanan panelde yalnızca ilgili bilgiler gösteriliyor.

YEPYENI ARABİRİME SAHİP SEZGİSEL KONTROL KUMANDALARI
Yeni entegre elcik düğme grubu, sürücünün akıllı telefon bağlantısı, navigasyon ve sürüş modları dahil olmak üzere yeni R7’nin çeşitli işlevlerini kullanmasına ve daha fazla menü seçeneği arasında geçiş yapmasına olanak tanır. Daha sezgisel ve rahat bir sürüş deneyimi için sinyaller artık otomatik kapanıyor ve sinyal süresini kısaltmak amacıyla üç kez yanıp sönme seçeneği sunuyor. Acil Durum Durdurma Sinyali (ESS) işlevi, acil bir durumda aracın arkasındaki sürücüleri aracın hızla durduğu konusunda uyarmak için dörtlü flaşörleri yakarak ani frenlemeye tepki verir.

HIZ SABİTLEYİCİ VE HIZ SINIRLAYICI
R7, özellikle uzun mesafeli sürüşlerde ekstra kolaylık sağlamak için üçüncü vites ve 40 km/s ve üzeri hızlarda sürüş sırasında etkinleştirilebilen bir hız sabitleyici sistemi ile donatıldı. Seyir hızı, ayarlandıktan sonra düğmeye tek bir basışla 1 km/s aralıklarla artırılabilir veya düğmeyi basılı tutarak sürekli olarak artırılıp azaltılabilir. Sürücü iptal düğmesini seçtiğinde veya frene, debriyaja ya da gaza bastığında hız sabitleyici sistemi devre dışı bırakılır. Ayrıca motosikletin seçilen hızı aşmamasını sağlamak için bir hız limiti belirlenerek motorun çıkış gücü kontrol edilebilir.

AKILLI TELEFON BİLDİRİMLERİ VE VERI AKTARIMI
R7’nin ekranı, motosikletin yerleşik İletişim Kontrol Birimi (CCU) aracılığıyla Yamaha’nın MyRide uygulaması üzerinden bir akıllı telefona bağlanabilir. Bu tam bağlantı özelliği; telefon görüşmeleri, kısa mesajlar ve hava durumu güncellemeleri gibi çeşitli bilgileri ve görüntüleri ekranda görüntüleme olanağı sunarken Garmin StreetCross uygulaması aracılığıyla tam bir navigasyon sistemi kullanılabilir.
MyRide uygulaması, YRC ayarlarını değiştirmek için de kullanılabilir ve motosikletten uzaktayken bile yeni YRC modların ayarlanmasına olanak tanır. Uygulamaya belirli bir yol veya pist koşuluna uyum sağlayacak 40 farklı mod ayarı seçeneği kaydedilip bu ayarlar menzil içindeyken motosiklete yüklenebilir.

Y-TRAC REV – BIR YARIŞÇI GİBİ HİSSEDİN!
2025 R9 modeli ile birlikte kullanıma sunulan yeni Y-TRAC Rev uygulaması, özel veri izleme ve pit ekibine sürücüyle iletişim kurma seçeneği sayesinde sürücülere profesyonel bir yarışçı deneyimi sunar. Y-TRAC Rev uygulaması ile sürücüler, tur süreleri ve sektör zamanlarının yanı sıra yatış açısı, motor devri, vites konumu, hız, gaz kelebeği konumu ve çekiş kontrolü elektronik destek sistemlerindeki destek seviyeleri gibi makine verilerini de kaydedilebilir. Sürücü daha sonra bu verileri analiz ederek veya diğer kullanıcıların verileriyle karşılaştırarak tur sürelerini iyileştirebilir ve aynı MotoGP’de olduğu gibi motosiklet ayarlarını optimize edebilir.

Y-TRAC Rev, sürücünün akıllı telefondan gelen GPS konum verilerini kullanır. Ayrıca, sürücü motosiklette harici bir GPS birimi kullanmayı tercih ediyorsa Y-TRAC Rev, Garmin GLO2’yi de destekler. Y-TRAC Rev ayrıca sürücünün pit ekibinin pistteyken gösterge paneline mesaj gönderebileceği bir “Sanal Pitboard” seçeneği de sunar. R7 sahipleri Y-TRAC Rev uygulamasını ücretsiz kullanabilir ancak sınırsız sürüş günlüklerinin kilidini açmak için premium abonelik gereklidir.

YENİ NESİL R SERİSİ TASARIM VE AERODINAMİ
Estetik, R Serisi DNA’sı için daima önemli bir unsur olmuştur ve her R modelinin temel tasarımında YZR- M1 MotoGP motosikletinin etkisi görülmektedir. Yeni R7 için de durum farklı değil. “M” biçimli kanal gibi öne çıkan özelliklerin korunduğu bu motosiklet, tüm R Serisi yelpazesiyle uyumlu, şık yeni bir görünüme sahip. Daha yüksek aerodinamik performans seviyeleri sağlamak amacıyla ön alanı küçültmek için özel çaba harcandı ve karenajın genişliği daha ince ve daha yumuşak hale getirildi. R7’de ortada yer alan, ön alanın dar boyutlarını korumak ve ağırlığı en aza indirmek için ikonik M şeklindeki hava kanalına gömülü olan tekli far korunurken yeni far lensiyle aerodinamik verimlilik artırıldı. Farın altına takılan
alt rüzgarlığın şeklinde yapılan değişiklikler sayesinde hava akışı verimliliği artırıldı ve daha yüksek hava hacminin radyatöre yönlendirilmesi sağlandı.
Aynalara entegre edilen sinyal lambaları ve minimalize edilen aydınlatma grubu, motosikletin ince görünümünü öne çıkarıyor.

ÖNEMLİ TEKNİK ÖZELLİKLER
689 cc CP2, sıvı soğutmalı, DOHC, 4 supaplı, çift silindirli motor
Daha rijit ve daha çevik şasi
Yamaha Çip Kontrollü Gaz Kelebeği (YCC-T)
R1’den ilham alarak geliştirilen 6 eksenli IMU
Çekiş Kontrolü (TCS), Kaydırma Kontrolü (SCS), Fren Kontrolü (SCS) dahil olmak üzere yatış
açısına duyarlı sürücü yardımı özellikleri
Güç Modları (PWR), Kalkış Kontrolü (LC) ve Ön Kaldırma Kontrolü (LIF)
Üçüncü Nesil Hızlı Vites Değiştirme Sistemi (QSS)
Motor Freni Yönetimi (EBM) ve Arka Tekerlek Kayma Regülatörü (BSR)
Özelleştirilebilir ayarlara sahip Yamaha Sürüş Kontrolü (YRC)
Arka ABS kapalı modu
Yeni Nesil R Serisi tasarım
Bağlantı özelliklerine sahip 5 inç tam renkli TFT ekran
Y-TRAC Rev ile sürüş verilerini kaydedip analiz etme özelliği
Hız sabitleyici ve hız sınırlayıcı
Bridgestone Battlax Hypersport S23 lastiklerle ile donatılmış Spinforged jantlar
Daha rafine, tamamen ayarlanabilir ön ve arka süspansiyon
Daha fazla konfor ve hareket için geliştirilmiş sürüş pozisyonu

Devamını oku

Genel

Renkli Ekranlı Honda CB125F Ülkemizde Satışta

Yayımlanma

/

26YM HONDA CB125F

Honda, giriş seviyesindeki Naked modeli CB125F’yi yenilenen tasarımı, ek teknolojileri ve düşük yakıt tüketimiyle Türkiye’de satışa sunuyor. Start-stop özelliğiyle öne çıkan yeni CB125F, günlük kullanıma uygun yapısıyla motosiklet dünyasına adım atan sürücüler için güvenilir bir model olarak fark yaratıyor. CB125F modeli canlı renk seçenekleriyle 6 Eylül 2025 Cumartesi günü 139 bin TL satış fiyatıyla bayilerde yerini alıyor.

Honda’nın A1 ehliyet sınıfına uygun CB125F modeli, güncellenen tasarımıyla Türkiye yollarına çıkmaya hazırlanıyor. Honda’nın başlangıç seviyesine uygun 125 cc hacimli motosikletleri arasında yer alan CB125F modeli kullanıcı dostu bir giriş seviyesi motosiklet olarak dikkat çekiyor. 26 senelik mirasa sahip model, 2015 yılında geçirdiği tasarım değişimi sonrasında güçlü yönlerini korurken; kalite, kullanılabilirlik ve tasarım açısından gelişti. Honda’nın Naked kategorisindeki modeli CB125F, 2021 ve 2024 yıllarındaki yeniliklerin ardından 2026 model yılında da güncel tasarım, revize edilen detaylar ve ek teknolojilerle motosiklet severlerin beğenisine sunuluyor. Kırmızı, gri ve mavi olmak üzere üç farklı renk seçeneği ile yenilenen Honda CB125F modeli, 6 Eylül 2025 Cumartesi günü 139 bin TL satış fiyatıyla Honda Türkiye Motosiklet bayilerinde yerini alıyor.

26YM HONDA CB125F

Keskin tasarım çizgileri ile güçlü duruş

Honda CB125F, günlük kullanıma uygun olmasıyla motosiklet dünyasına giriş seviyesi için güvenilir bir yol arkadaşı olarak tasarlandı. Yenilenen CB125F, kullanıcısına büyük bir motosikletin tarzına yaklaşan güncellenmiş ve gelişmiş tasarımıyla öne çıkıyor.  Geniş yakıt deposu, önceki nesilden esinlenerek tasarlanırken; keskin tasarım çizgileri modelin güçlü duruşunu destekleyerek dinamizm kazandırıyor. Siyah renkli susturucu ile uyum yakalayan üç boyutlu Honda Motosiklet logosu, modelin dikkat çekici hatlara sahip tasarım çizgilerini vurguluyor. Yenilenen koyu renkli ön cam granaj daha kompakt ve zarif bir görünüme kavuşurken; yan depo kaplamalarıyla birlikte rüzgarı etkili bir şekilde yönlendiriyor. CB125F, dikey ışık imzasıyla fark yaratırken; hem ön hem arka aydınlatmada tamamen yeni LED farlar yer alıyor. Yeni tam renkli 4,2 inç TFT ekran; vites, yakıt ve saat göstergeleriyle sürüş deneyiminin kalbini oluşturuyor. Bluetooth akıllı telefon bağlantısı desteği ile gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sunuluyor. USB-C girişi, kullanıcılar için akıllı telefonu kolayca şarj etme olanağı sağlıyor. Dik ve rahat oturma pozisyonu sunan modelde, ileride konumlandırılan ayak destekleri ve geniş boru şeklindeki gidon, sürücülere güvenli bir sürüş ve çok yönlü görüş alanı sunuyor. Yolcu için alüminyum tutamaç ve orta sehpa da standart donanımlar arasında yer alıyor.

26YM HONDA CB125F

Honda CB125F’de manuel vites ile start-stop teknolojisi ilk kez bir arada

Yenilenen Honda CB125F’nin 124 cc, hava soğutmalı, iki supaplı, SOHC, tek silindirli eSP motoru, yoğun şehir yollarında optimum performansı sunmak üzere tasarlandı. Motor 7.500 d/d’de 8 kW maksimum güç ve 6.000 d/d’de 10,9 Nm maksimum tork sağlarken; 0’dan 200 metre mesafeye 12,4 saniyede ulaşıyor. Yakıt ekonomisiyle öne çıkan CB125F, 1,4 lt/100 km (66,7 km/lt) yakıt tüketimi değerine ulaşırken; 11 litrelik yakıt deposuyla 730 km’nin üzerinde bir menzile olanak sağlıyor. Yeni CB125F’deki en önemli değişiklik olarak modelin donanım özelliklerine start-stop işlevi ekleniyor. CB125F, manuel vitesli motosikletler kategorisinde start-stop özelliğini sunan ilk Honda modeli olarak sürüş deneyimini daha ekonomik hale getiriyor. Start-stop teknolojisi, trafik ışıklarında ya da kısa beklemelerde motoru otomatik olarak durdurarak yakıt tasarrufu sağlıyor, hareket ettiğinizde devreye girerek motorun sorunsuz bir şekilde yeniden çalışmasını sağlıyor. EURO5+ uyumluluğu sunan CB125F modelinde start-stop işlevi istendiğinde devre dışı bırakılabiliyor.

26YM HONDA CB125F

CB125F’nin boru şeklindeki çerçevesi yüksek dayanımlı çelikten üretilirken; motorun sağlam merkez omurgası, sürüş konforu ile yolda optimum dengeyi sağlıyor. Tüm eğim açılarında sportif sürüş hissi sunan modelin ıslak ağırlığı ise sadece 117 kg. Çift arka amortisör, beş kademeli yay sertlik ayarını ve 30 mm çaplı teleskopik çatalın uyumunu tamamlıyor. Önde tek pistonlu fren kaliperi ile 240 mm ön disk ve arkada 130 mm kampana görev yapıyor. Düşük hızlarda daha dengeli ve istikrarlı kontrol sağlayan Kombine Fren Sistemi (CBS) yeni ve daha az deneyimli sürücüler için güvenli bir sürüş imkanı sunuyor. 18 inç dökme alüminyum ön ve arka jantlar, engebeli şehir yollarında dengeyi ve sürüş kalitesini artırıyor.

26YM HONDA CB125F

Devamını oku

Haber

Toprak Razgatlıoğlu Üçüncü Kez Dünya Superbike Şampiyonu Oldu

Yayımlanma

/

Red Bull sporcusu Toprak Razgatlıoğlu, Dünya Superbike Şampiyonası’nın (WSBK) 2025 sezonunda Jerez Pisti’ndeki ikinci gün yarışını 3. sırada tamamlayarak üçüncü kez dünya şampiyonu oldu. 2026’da MotoGP’ye geçmeden önce WSBK kariyerini zirvede tamamlayan milli sporcu, Türk motor sporları tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

Dünyanın en prestijli motor sporları organizasyonlarından biri olan Dünya Superbike Şampiyonası’nda (WSBK) 2025 sezonunun şampiyonu Toprak Razgatlıoğlu oldu. Milli sporcu, İspanya’da bulunan Jerez Pisti’ndeki ikinci gün yarışını 3. sırada tamamlayarak kariyerinin üçüncü dünya şampiyonluğunu ilan etti.

2024 sezonunda BMW Rokit Motorrad takımıyla şampiyon olan Razgatlıoğlu, bu sezon da üstün sürüş kabiliyeti ve istikrarlı temposuyla fark yaratarak takımına üst üste ikinci dünya şampiyonluğunu getirdi.

Sezon boyunca 20’nin üzerinde podyum ve 15’in üzerinde galibiyet elde eden Toprak Razgatlıoğlu, Superbike tarihinin en fazla art arda yarış kazanan pilotları arasında yerini aldı. Red Bull sporcusu, zorlu Jerez yarışlarından elde ettiği sonuçla hem kendi rekorlarını geliştirdi hem de Türk motor sporları tarihinde kırılması güç bir başarıya ulaştı.

MotoGP Tarihinin İlk Türk Sporcusu

Toprak Razgatlıoğlu, 2026 sezonunda MotoGP’nin Pramac Yamaha takımıyla yarışarak seriye katılan ilk Türk sporcu olacak. Bu adım, Red Bull sporcusunun kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.

Red Bull ile On Yılı Aşan Yolculuk

Red Bull ailesine 2014 yılında katılan Toprak Razgatlıoğlu, Red Bull Rookies Cup, Superstock 600, Superstock 1000 ve Superbike serilerinde yarışarak her seviyede başarı elde etti. Razgatlıoğlu ve Red Bull birlikteliği; 2021, 2024 ve 2025 Dünya Superbike Şampiyonluğu, sayısız podyum, unutulmaz yarışlar ve MotoGP adımı ile taçlandı.

Dünyaca Ünlü Sporcular Arasına Girdi

Toprak Razgatlıoğlu’nun fotoğrafının yer aldığı özel Red Bull kutusu geçtiğimiz aylarda satışa sunuldu. Böylece Toprak, Red Bull’un özel kutularında yer alan Formula 1 şampiyonu Max Verstappen ve atletizmde dünya rekorlarının sahibi Armand Duplantis gibi isimler arasına adını yazdırdı. Bu özel kutu tasarımı, Razgatlıoğlu’nun küresel ölçekte geldiği noktayı kanıtlıyor.

Devamını oku