Haber
Ford Otosan’dan Üst Düzey Mühendislik Başarısı: “Türkiye’nin İlk ve Tek Yerli Şanzımanı”

Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi ve ihracat şampiyonu Ford Otosan, Ecotorq motor ve arka aksın ardından, 58 Milyon Avro yatırım ve 230 mühendisin emekleri ile geliştirilen “Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanını” Eskişehir Fabrikası’nda tanıttı.
Avrupa’nın ticari araç üretim lideri, Türkiye’nin ihracat şampiyonu Ford Otosan, “Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanını” Eskişehir Fabrikası’nda gerçekleştirilen törenle tanıttı. 2018’de çalışmalarına başlanan ilk ve tek yerli şanzıman yatırımı ile Ford Otosan, motor, aks ve şanzımanın üçünü de geliştiren ve üreten sayılı global kamyon üreticilerinden biri konumuna ulaştı.
58 milyon avro yatırım ve TÜBİTAK’ın 13,5 milyon TL tutarında Ar-Ge teşviki ile Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen ilk ve tek yerli Ecotorq şanzıman sayesinde Ford Otosan’ın ağır ticari markası Ford Trucks’ın Eskişehir’de ürettiği ağır ticari araçlardaki yerlilik oranı %90’lara ulaşacak. 230 mühendisin, 5 yılda tasarım, test ve geliştirme aşamalarını tamamladığı Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanı, 1 milyon km’yi aşkın yolda, farklı ve zorlu koşullarda test edildi. Yeni yerli şanzımanı ile Ford Trucks markası, küresel arenada Türkiye’nin ağır ticari araç üretimindeki rekabet gücünün artmasına, Türkiye’de ise yan sanayi ve tedarik ekosisteminin gelişmesine katkı sunacak.
Varank: “Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen yerli şanzıman yeni gururumuz oldu”
Türkiye’de yerli üretimle kalkınmanın gayreti içinde olduklarının vurgulayan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanı ile ilgili şunları söyledi:
“Son 6 yıldır ihracat şampiyonu olan Ford Otosan, Türkiye’nin bugününe ve yarınına yatırım yapmayı sürdürüyor. Pandemiye rağmen hız kesmeden hatta vites yükselterek yoluna devam ediyor. 2020 yılı Aralık ayında Ford Otosan, 2 milyar avroluk yeni yatırım müjdesini kamuoyuna duyurmuştu. Yine bu senenin başında Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Ford Otosan ve Ford Avrupa arasında gerçekleştirilen satın alma sözleşmesinin imza törenine eşlik etmiştik. TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen Ecotorq motorundan sonra, şimdi de 58 milyon avro yatırım ile Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen yerli şanzıman yeni gururumuz oldu. Ford Otosan; motor, aks ve şanzımanın üçünü de kendi geliştirebilen sayılı küresel kamyon üreticilerinden biri haline gelecek. Ayrıca şanzıman yatırımıyla Türkiye’nin küresel pazarlardaki rekabetçi gücüne büyük katkı sunacak. Tasarımı ve Ar-Ge’si Türk mühendisleri tarafından gerçekleştirilen kamyonların yerlilik oranları %90’ları bulacak. Bununla birlikte üretilen şanzımanlar, kamyonların içerisinde 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilecek. Özetle hem Ford Otosan, hem yerli otomotiv sanayi hem de Türkiye kazanacak. Bu ve bunun gibi yüksek katma değerli yatırımlarla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası emin adımlarla gerçekleşecek. Ben bu vesileyle projede emeği geçen Ford Otosan ailesine teşekkürlerimi sunuyor, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum”
Ali Y. Koç: “Ülkemizin potansiyelini hayata geçirmesi ve küresel arenada her zaman rekabetçi bir noktada konumlanması vizyonunu üzerimize vazife addediyoruz”
Bu değerli yatırımın Türk otomotiv sanayini geleceğe taşımaya, küresel arenada rekabet gücünü artırmaya büyük katkısı olacağına inandığını söyleyen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Ülkemizin potansiyelini hayata geçirmesi ve küresel arenada her zaman rekabetçi bir noktada konumlanması vizyonunu üzerimize vazife addediyoruz. Topluluğumuzun varoluş nedenlerinin en güzel özeti, ‘önce vatan’ diyerek, potansiyeli görmek, yılmamak, gelişmek ve büyümek. Bu felsefe zaman içinde ‘Ülkem varsa ben de varım’ düsturu olarak Topluluğumuzun adeta DNA’sının bir parçası olmuştur. Koç Topluluğu ve Ford Motor Company arasındaki uzun soluklu ortaklığın bir sonucu olarak kurulan Ford Otosan da bu bakış açısıyla bu topraklar için yatırıma, üretime ve değer sunmaya devam ediyor” dedi.
“Topluluğumuzun gözbebeği Ford Otosan, otomotiv endüstrisinde her yönüyle global bir oyuncu konumunda”
Ali Y. Koç, ülkemizin küresel rekabetteki en büyük eksikliğinin sanayi ve teknoloji yatırımları olduğunun altını çizerek, “Bunun artması gerektiğine hepimiz hem fikiriz. Türkiye olarak bu eksikliği giderebilmemiz için, nitelikli insan kaynağımız ile bilgi ve teknoloji üretebilmemiz ve yüksek katma değerli ürün ve hizmetler sunabilmemiz gerekiyor. Topluluk olarak da en büyük hedefimiz; Türkiye’nin teknolojik rekabet gücünü artırarak, global çapta bir merkez ve bu alanda dünyanın sayılı oyuncularından biri olmasıdır. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için her işimizde; yönümüzü geleceğe, sürdürülebilirliğe, Ar-Ge ve inovasyona çeviriyoruz. Hız kesmeyen teknoloji yatırımlarımızla, geleceğe yönelik ürün ve hizmetler geliştirmeye gayret ediyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmede büyük yol alan Topluluğumuzun gözbebeği Ford Otosan, otomotiv endüstrisinde her yönüyle bugün global bir oyuncu konumunda. Ve de geldiğimiz nokta itibari ile, yenilikçi teknolojilerle küresel çapta rekabet ediyoruz. A’dan Z’ye Türk mühendislerinin üst düzey yetkinlikleri ile geliştirdiği ağır ticari araçlarımızın yurt içinde büyük rağbet görmesi, global arenada da ‘Türk malı’ damgası ile rekabet etmesi hepimizi gururlandırıyor.”
“Bizden bir parça, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının ülkemiz ve otomotiv sanayi için hayırlı olmasını diliyorum”
Türkiye otomotiv üretiminin %25’ini gerçekleştiren, Türkiye’nin son 6 senedir ihracat şampiyonu olan Ford Otosan’ın büyüme ivmesinin ve iradesinin daha da güçleneceğine inandığını, bunun için de yatırım ve çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini vurgulayan Ali Y. Koç, “Bugün itibarıyla başta Avrupa olmak üzere, 40’ı aşkın ülkeye Eskişehir’de üretilen ağır ticari araçlarımızı ihraç ediyoruz. F-MAX’in dünya çapındaki bu başarısının ardından bugün, üst düzey mühendislik başarısı olan ‘Türkiye’nin İlk ve Tek Yerli Şanzımanı’nı sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ağır ticari araç segmentinde Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanı ile teknolojik katma değeri yüksek bir ürünü sıfırdan geliştirip üreterek Ar-Ge ve mühendislik kapasitemize bir yenisini ekliyoruz. Yerlilik konusunu çok önemsiyor ve araçlarımızın yerlilik oranını en yüksek seviyeye taşıyarak ekonomimize katma değer sunmaya devam ediyoruz. Yerli şanzımanımız ile beraber ürettiğimiz ağır ticari araçlarımızın yerlilik oranı yüzde 90’a yaklaştı. Ülke olarak pek çok endüstride yerlilik oranına öncelik veriyoruz. İşte bu kamyon da gerçek anlamda Türk mühendisliği ve işçiliğinin bir eseridir. Bizden bir parça, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının ülkemiz ve otomotiv sanayi için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“Türkiye’yi kısa dönemli analizlerle anlamaya çalışmak büyük bir yanılgıdır; uzun vadede bu ülkeye yatırım yapan herkes kazanır”
“Geleceğin daha müreffeh, daha istikrarlı, daha mutlu Türkiye’si hepimizin ortak hayali” diyen Ali Y. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hayalimizi elbirliğiyle gerçekleştirecek her türlü potansiyele sahip olduğumuza yürekten inanıyorum. Koç Topluluğu, uzun vadeli değer yaratma vizyonuyla bu ülkenin geleceğine yatırım yapmaya, bu topraklardan kazandığını bizim insanımızla paylaşmaya devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ekonomimizin en zor dönemleri dahil bu şekilde hareket eden Topluluğumuzun ve bize güvenen uluslararası ortaklarımızın başarısının herkese ilham vermesini ve örnek olmasını diliyorum. Her fırsatta tekrarladığım gibi, Türkiye’yi kısa dönemli analizlerle anlamaya çalışmak büyük bir yanılgıdır; uzun vadede bu ülkeye yatırım yapan herkes kazanır. Uzun vadeli değer yaratma vizyonumuz ile çalışmaya, Vehbi Koç’un ‘Ülkem varsa ben de varım’ sözüyle ortaya koyduğu kurucu ilkenin ışığında elimizi taşın altına koymaya ve ülkemize katkı sunmaya devam edeceğimizden emin olabilirsiniz.”
Yenigün: “Yerli şanzıman markamızın ve ülkemizin uluslararası arenadaki rekabetçiliğine büyük katkı sağlayacak”
Bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene kadar, motoru da dahil olmak üzere komple tasarlama, geliştirme ve test etme yeteneklerine ve altyapısına sahip tek “Türk otomotiv şirketi” olarak otomotiv endüstrisinin geleceğini şekillendirmeye devam ettiklerini belirten Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ise şöyle konuştu:
“Türkiye otomotiv sanayinin öncü gücü Ford Otosan olarak, 60 yılı aşkın süredir otomotiv sektöründe ‘ilk’leri gerçekleştiriyor ve başarı hikayeleri yazıyoruz. Hayata geçirdiğimiz başarılı yatırımlarımızla, ülkemizdeki otomotiv ekosistemi ve tedarikçilerimizi bizimle birlikte büyütüyoruz. Hep birlikte büyümeye de devam ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, ağır ticari markamız, gözbebeğimiz Ford Trucks ile Eskişehir’de ürettiğimiz çekici, yol ve inşaat serisi ağır ticari araçlarımızı 40’tan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Ford Otosan olarak kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz ve ürettiğimiz F-MAX’in ‘Uluslararası Yılın Kamyonu’ ödülü başta olmak üzere aldığı ödüller, tüm dünyada büyük bir yankı uyandırıyor, araçlarımıza olan talebi artırıyor. Dünyayı etkisi altına alan pandemiye rağmen Ford Trucks ile Avrupa’nın en önemli pazarlarında yapılanmamıza ve büyümemize devam ediyoruz. Bu başarılarımız elbette tesadüf değil. Bugün yaşadığımız gururun arkasında, kuruluşunun hemen ardından ürün mühendisliği çalışmalarına başlayan ve bu birimi yıllar içerisinde Türkiye’nin özel sektörde en büyük Ar&Ge’si haline getiren mühendislerimizin yanı sıra, ilk günden beri en yüksek kalite, verimlilik ve esneklikle çalışmalarını sürdüren mükemmel üretim tesislerimiz ve çalışma arkadaşlarımız var. Ve bugün… Ne mutlu ki şirketimiz, tasarımından test süreçlerine kadar tamamen bizim geliştirdiğimiz şanzıman ile bir yeniliğe daha imza atıyor. 58 milyon avroluk yatırımla hayata geçirdiğimiz yerli şanzıman ile araçlarımızın %74 olan yerlilik oranını %90’lara çıkarıyor, markamızın ve ülkemizin uluslararası arenadaki rekabetçiliğine büyük katkı sağlıyoruz. Yerli şanzımanın hayata geçirilmesinde emeği olan tüm çalışma arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca, bizlere verdikleri destekler ve duydukları inanç için devletimize, kurumlarına ve bizi her zaman destekleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank’a teşekkür ediyoruz.”
Ford Trucks’ın global büyümesi pandemiye rağmen hız kesmeden devam ediyor
Sadece Türkiye içinde değil, 40’ı aşkın ülkede global pazarlar için de araç üreten ve geliştiren Ford Otosan’ın ağır ticari araç markası Ford Trucks, pandemiye rağmen global çapta büyümesini hız kesmeden sürdürüyor. 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) ödülünün ardından F-MAX’e Avrupa’dan gelen yoğun taleple birlikte büyüme planlarını erkene çeken Ford Trucks, 2019’da Polonya, Litvanya, Portekiz ve İspanya pazarlarının ardından yoğun talep gördüğü pazarlardan İtalya, Belçika, Lüksemburg yapılanmasını tamamladı. Son olarak, geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın en büyük ağır ticari pazarı Almanya’ya da atım atan şirket, global büyümesini 2021 yılı sonunda 45 ülkeye, 2024 yıl sonuna kadar da 55 ülkeye genişletmeyi hedefliyor.
Haber
Honda’nın efsane Hornet modeli yeniden Türkiye’de

Honda’nın CB750 Hornet modeli, sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı ile tüm sürüş koşullarında üstün bir keyif sunan tamamen yeni motoru ve tasarımıyla Türkiye yollarına çıkıyor. 755 cc motoru ile güçlü bir performans sunan Hornet’in Street-Fighter tasarımındaki keskin hatları dikkat çekerken; yeni tasarım yüksek çekiş gücüyle kullanım kolaylığı ve ultra hafif iskeletiyle performanslı sürüş özellikleri sergiliyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerinde satışa sunuluyor.
Honda’nın ilk kez 1998 yılında Avrupa yollarına çıkan ve efsane modelleri arasında yer alan Hornet, yenilenen tasarımıyla geri dönüyor. Kompakt ve naked tarzıyla kullanıcıların beğenisini kazanan Hornet, yıllar içerisinde Honda mühendislerinin teknolojileri ile geliştirilerek Honda’nın mirasındaki önemli modellerden biri haline geldi. İtalya Roma’daki Ar-Ge tesisinde özellikle genç sürücülerin beklentileri doğrultusunda güçlendirilen ve tasarımı yenilenen CB750 Hornet, keskin çizgilere sahip minimalist görünüm ile modern bir streetfighter tarzını ortaya koyuyor. Honda’ya özgü denge, stabilite ve yol tutuşu özellikleriyle sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı sayesinde tüm sürüş koşullarında sürücüsüne üstün bir sürüş keyfi sağlıyor. Honda için streetfighter konseptini temsil eden yeni CB750 Hornet, Honda’nın günümüz tüketici ihtiyaçları ile mirasını sentezleyen model olmasıyla öne çıkıyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerindeki yerini alıyor.
Honda, motosiklette liderliğini korumayı hedefliyor
Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde gerçekleştirilen CB750 Hornet modelinin tanıtım toplantısında konuşan Honda Türkiye Başkanı Satoru Yamada, geçtiğimiz yıl Honda’nın yaklaşık 21 milyon yeni motosiklet müşterisinin hayatına dokunduğunu belirtti. Honda’nın Türkiye motosiklet pazarındaki faaliyetinin 30’uncu yılında, 500 bininci motosiklet satışından ve 8 yıldır aralıksız devam eden pazar liderliğinden gurur duyduklarını da söyleyen Başkan Yamada “Honda Türkiye olarak önümüzdeki dönemde pazar payımızı yüzde 35’e çıkararak pazardaki lider konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Bunun için farklı müşteri taleplerini karşılamak üzere 2023 yılında farklı segmentlerde 10 yeni modelimizi Türkiye pazarına sunarak en geniş ürün yelpazemize ulaşacağız” dedi. Başkan Yamada ayrıca, Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde Türkiye’de daha sağlıklı bir motosiklet kültürü oluşturmak için daha güçlü çalışmalar yürütmeyi hedeflediklerinin ve pazar lideri olarak sağlıklı pazar yaratmanın sorumluluğuna inandıklarının da altını çizdi.
92 beygir gücüyle sınıfın en güçlü motosikleti
Honda mühendisleri, Hornet’e yüksek performans sağlayan keyifli ve tamamen yeni paralel iki silindirli bir motor geliştirdi. 92 beygir gücüne ulaşan yeni Hornet, sınıfının en güçlü motosikleti olmasıyla dikkat çekerken; hem sürücülerin yüksek performans beklentisini hem de aynı zamanda orta devirlerde yüksek çekiş gücüyle pratik bir kullanım sunmak üzere tasarlandı. Tamamen yenilenen kompakt ve hafif iki silindirli 755 cc motora sahip Hornet, 9.500 d/d’de ürettiği 92 HP (67,5 kW) maksimum güç ile mirasını korumaya devam ediyor. Motor aynı zamanda 7.250 d/d’de 75 Nm tork değeriyle alt ve orta devirler dahil tüm sürüş koşullarında yüksek çekiş gücü sunuyor.
Yeni CB750 Hornet modelinin yenilenmesi için Honda’nın motosiklet üretimi ve geliştirme konusundaki bilgi birikimi ve deneyimi öne çıkarken; özel egzoz ile birlikte patentli Vortex Akış Kanalları hava akışını hava kutusuna eşit olarak dağıtarak hassas gaz tepkisi ve yüksek çekiş gücü sağlıyor. İki silindirli motorda CBR1000RR-R Fireblade modelinden aktarılan Nikel-Silisyum karbür kaplamadan yararlanılırken; 8 supaplı silindir kafası sayesinde tüm bunlar kompakt bir yapıda bir araya geliyor. Kaydırmalı debriyaj özelliği, yumuşak bir his sunarken; vites geçişlerde kolaylık ve sert fren veya hızlı vites düşürme anında arka tekerleğin kilitlenmemesini sağlıyor. Hornet, 4,35 lt/100km yakıt tüketimi değeri (WMTC modu) ve 15,2 litrelik yakıt deposuyla 340 km’nin üzerinde bir menzil sunuyor.
Yeni Hornet’te ayrıca, 4 farklı sürüş modu bulunuyor. Entegre Ön Tekerlek Kalkış Kontrolü ile programlı Motor Gücü, Motor Freni ve Honda Seçilebilir Tork Kontrolü kombinasyonlarını içeren Standart, Spor ve Yağmur sürüş modunun yanı sıra sunulan Kullanıcı modunda ise sürücünün koşullara ve sürüş tarzına uygun olarak tercih ettiği kombinasyon seçilebiliyor. Bu modlar, sol gidon anahtarı ve TFT ekranı üzerinden yönetilebiliyor.
Modern tasarımı ve gelişmiş donanımı ile yeni streetfighter: Hornet
Eşekarısı kanadından esinlenilerek tasarlanan yakıt deposunun çizgileri imza niteliği taşırken; keskin tasarımlı ön grenajdan zarif kuyruk tasarımına kadar tüm ayrıntılar Hornet’in sportif ve hırçın karakterini ortaya koyuyor. Yalnızca 16,6 kilogram iskelet ağırlığına sahip olan yeni Hornet’in, motor performansını yansıtacak şekilde ayarlanan yeni hafif çelik elmas bir iskeleti bulunuyor. Dik sürüş pozisyonuna uygun 795 mm sele yüksekliği ile doğal oturma pozisyonu için geride konumlandırılan ayaklıklar ve geniş gidonlar farklı sürücülerin gereksinimlerini karşılıyor. Çeviklik ve geri bildirim için yeni çelik salıncakla birlikte ayarlanabilir ön yüke sahip arka amortisör, eğlence faktörünü en üst düzeye çıkarıyor. LED aydınlatmalar ve sinyaller otomatik olarak kapanırken; üstün sürüş güvenliği için ise Acil Durum Fren Sistemi bulunuyor.
Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) aracılığı ile hem Android hem de ilk kez IOS cihazlar için sunulan gelişmiş bağlanabilirlik özellikleri ile pratik, okunaklı ve tüm sürüş bilgilerini sürücüye anlık olarak aktaran 5 inçlik yüksek çözünürlüklü TFT renkli ekran sürüş keyfini destekliyor. Sürücünün tercihine göre analog veya grafik bar olmak üzere dört tip hız/devir ekranının yanı sıra yakıt göstergesi/tüketimi, sürüş modu seçimi/motor parametreleri, vites seçimi ve devir sayacında vites değişim uyarısı bilgileriyle gösterge ekranı kişiselleştirilebiliyor. Panel, sol gidondaki kumanda üzerinden yönetilirken; Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) sayesinde sürüş anında telefon görüşmeleri, mesajlar, müzik ve navigasyonun sesli kontrolü gibi işlevlere erişim sağlanabiliyor.
Haber
YAMAHA MOTOR ÜRETİMDE YEŞİL ALÜMİNYUMA GEÇTİ

Karbon Nötr hedefine yönelik her geçen gün önemli yeşil adımlar atan ve sürdürülebilir projeler geliştiren Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyumkullanmaya başladığını duyurdu.Sürdürülebilirlik alanında üretim sürecinde yeşil alüminyuma geçen ilk Japon şirket olanYamaha Motor, 2050 yılına kadar kullanımı daha geniş bir üretim prosesine yaymayı planlıyor.
Mobilite sektöründe geleceği şekillendiren öncü projelere imza atan Yamaha Motor, 2050 Çevre Planı çerçevesinde üretim ve ticari odaklı tüm faaliyetlerinde karbon nötrlüğünü hedefliyor.CO2 seviyeleri ve çevresel ayak izini azaltmanın yanı sıra karbon dengelemesine olanak tanıyan teknolojiler ve projeler geliştirmeye odaklanan Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyuma geçiş yaparak önemli bir adım attı. Yeşil alüminyum, geleneksel olarak rafine edilmiş alüminyuma kıyasla yaklaşık yüzde 60 daha az karbondioksit yayıyor ve yenilenebilir enerji kullanılarak rafine ediliyor. Alüminyum parçalar, motosiklet ürünlerinin toplam araç ağırlığının yüzde 12 ile yüzde 31 kadarını oluşturuyor. Üretimde yeşil alüminyumun benimsenmesi, ürün yaşam döngülerinin bir parçası olarak hammadde üretimi sırasında karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına olanak sağlıyor.
Yeşil alüminyumu ilk olarak yüksek hacimli modellerin ve arazi motosikletlerinin belirli parçalarının üretiminde kullanmaya başlayan Yamaha Motor, kısa vadeli süreçte tedarik hacminin izin verdiği ölçüde yeşil alüminyumun kullanım aralığını genişletmeyi planlıyor.Sürdürülebilir yaşam döngüsüne yönelik atılan bu önemli adımın,2050 yılına kadar tüm ticari faaliyetlerinde karbon nötrlüğü elde etme çabalarının ve 2050 yılına kadar yüzde 100 sürdürülebilir malzemeye geçiş hedefinin bir parçası olduğunun üstünü çizen Yamaha Motor Türkiye Genel Müdürü Hakan Kaya, “İnsanlara heyecan verici, özgür ve daha tatmin edici bir yaşam sunma vizyonu ile hareket eden markamız bu misyona ulaşmak için çevre odaklı girişimlere her geçen gün yenisini ekliyor. Geçtiğimiz yıl kurulan Yamaha Motor Sürdürülebilirlik Fonuda bu alanda atılan oldukça önemli bir gelişmeydi. Fon, çevresel sorunları çözmeye çalışan, çok sayıda şirketle iş birliğine dayalı ilişkiler geliştirmeyi ve daha iyi bir dünya yaratmaya katkıda bulunmayıamaçlıyor. Şimdi ise üretimde gerçekleştirdiğimiz yeşil alüminyuma geçiş süreciyle sürdürülebilirlik gelişimimizi bir adım daha ileri taşıdık. İnsana ve çevreye iyi gelecek teknolojiler üretmek tek amacımız” dedi.
Haber
R25 KADINLAR KUPASI PİSTLERE KADIN YARIŞÇILAR KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEK

Kadınları pist yarışlarıyla buluşturan R25 Kadınlar Kupası her yıl onlarca kadına fırsat yaratıyor. Öğrencisi, öğretmeni, beyaz yakalısı her yaştan motosiklet sevdalısı kadın pist deneyimi yaşayarak kıyasıya rekabete giriyor. Türkiye’de ve Avrupa’da ilk olan R25 Kadınlar Kupası her yıl düzenlenerek yüzlerce kadına fırsat yaratmayı ve Avrupa pistlerine yarışçı kazandırmayı hedefliyor.
Yamaha Motor Türkiye’nin geçtiğimiz yıl, Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF), TMF Milli Takımlar Kaptanı ve Dünya Supersport Şampiyonu Kenan Sofuoğlu ve Anlas Anadolu Lastik iş birliği ile hayata geçirdiği R25 Kadınlar Kupası’nda bu yıl da yine kıyasıya mücadele vardı. Yarış deneyimine hasret olan 14 kadın 5 ayak boyunca İzmir Ülkü pistinde ter döktü. Her biri farklı alanlarda görev alan beyaz yakalı ya da üniversite öğrencisi kadınlarönemli tecrübelerle sezonu kapattı. Yamaha Motor Türkiye’nin kadın yeteneklere ön ayak olmak içindüzenlediği organizasyonda A grubunda şampiyonluğu Sahra Su Önkaya, ikinciliği İlayda Yağmur Yılmaz, üçüncülüğü ise Fatma Baştepe aldı. B grubunda ise birinciliği NilşanBoyraz alırken ikinciliği Kardelen Apaydın, üçüncülüğü Ece Kartaçaldı.
Kuruluşundan bu yana yarışmaya ve meydan okumaya odaklanan Yamaha Motor teknolojisinde de bu ruhtan besleniyor. 72 yılda sayısız uluslararası organizasyonda yarışan Yamaha, dünyaya önemli yarışçılar kazandırdı. Yamaha’nın en son gururu ve başarısı da milli sporcumuz Toprak Razgatlıoğlu oldu. Türkiye’de motor sporlarının gelişmesinde, sevilmesinde önemli bir sıçrama noktası olan Toprak’tan sonra sıra kadın yarışçılara geldi. Geçtiğimiz yıla kadar gönlünde pist ve motosiklet sevdası olan kadınlar herhangi bir destek ve uygun platform bulamazken Yamaha Motor Türkiye geçtiğimiz yıl, Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF), TMF Milli Takımlar Kaptanı ve Dünya Supersport Şampiyonu Kenan Sofuoğluve Anlas Anadolu Lastik güçlerini birleştirdi ve R25 Kadınlar Kupası’nı hayata geçirdi. Bu geçen 2 yılda onlarca kadın pistte sürmenin ve yarış heyecanının tadına vardı. Hepsi farklı sosyal statüden gelen kurumsal hayatta çeşitli pozisyonlarda görev alan ya da öğrenci olan 18-45 yaş arası kadınlar sınırları olmadığını, motosiklet kullanmanın ya da yarışmanın cinsiyeti olmadığını gösterdi.
Türkiye’de motosiklet kullanım oranı gittikçe artıyor ve bunun neredeyse tamamını erkek sürücüler oluşturuyor diyen Yamaha Motor Türkiye Ülke Direktörü Hakan Kaya, “Kadın sürücülerin oranı ise neredeyse yok denecek kadar az. Yeterli pist bulunmayan ülkemizde yarışmak isteyen ve yeteneği olan sürücüler ne yazık ki fırsat yakalayamıyor. R25 Kadınlar Kupası Türkiye’de bir ilk… Pist deneyimi ve yarış fırsatına kavuşan kadınlar iki yıldır başvurulara yoğun ilgi gösteriyor. R25 Kadınlar Kupası sürdürülebilir bir organizasyon olarak her yıl düzenleyerek kadınlar için fırsat yaratmaya devam edeceğiz. Organizasyonu büyütmeyi ve geliştirmeyi hedefliyoruz.” dedi. Yamaha Motor Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapan bir diğer önemli projesi ise “Kadınlara Ücretsiz Güvenli Sürüş Eğitimleri”. Daha eşitlikçi bir yol paylaşımı sağlamak, pandemi ile birlikte artış gösteren kurye sektöründe kadın istihdamına yönelik fayda sağlamak ve kadınları cesaretlendirmek amacıyla Yamaha Motor Türkiye kadınlara 2 yılı aşkın süredir ücretsiz motosiklet eğitimi veriyor. Motosiklet eğitimi almak isteyen kadınlar için hafta içi belirlenen günlerde, Yamaha Riding Academy’de, doğru ve güvenli motosiklet kullanımı için gerekli olan tüm teorik ve pratik bilgilerin verileceği 1 günlük ücretsiz eğitimler veriliyor.
R25 Kadınlar Kupası’na destek olmaktan büyük gurur duyduklarını belirten Anlas Pazarlama ve İhracat Müdürü Fatih Ergün, “Anlas olarak, motosiklet sürücülerinin duygularını benimseyerek ve ihtiyaçlarını belirleyerek ilerlemek her zaman önceliğimiz olmuştur.Kadınların, motosiklet tutkuları da gün geçtikçe artmaktadır ancak bunu gerçekleştirecek platform bulmaları ne yazık ki kolay olmamaktadır.Yüzde 100 yerli sermayesi ile dünyanın yarış lastiği üretme ve geliştirme teknolojisine sahip sayılı motosiklet lastiği üreticilerinden biri olan Anlas olarak, Sayın Kenan Sofuoğlu liderliğinde yüzde 100 yerli kaynaklarımız ile geliştirdiğimiz VientoSport yarış lastiklerimiz ile bu duyguya sahip kadın sürücülerinin tutkularını gerçeğe çevirme fırsatı veren bu çok değerli oluşumun içerisinde yer almaktan gurur duyuyoruz. İleriki dönemlerde de hem ulusal hem de uluslararası platformlarda yine kadın sürücülerimizin destekçisi olmaya devam edeceğiz.”
R25 KADINLAR KUPASI A GRUBU BİRİNCİSİ SAHRA SU ÖNKAYA
20 yaşındaki genç sporcu Tekirdağ’da yaşıyor. Halen eğitimine devam eden Sahra 9 yıldır motosiklet kullanıyor. Ailesinde motosiklet kullanan kimse olmamasına rağmen küçük yaşlarda motosiklet süren çok bir ablası sayesinde motosiklet ile tanıştı. R25 kadınlar kupası hayallerini gerçekleştirmemi sağladı diyen Sahra Su, organizasyonun bir çok kadının bu sporda önünü açtığını düşünüyor.
R25 KADINLAR KUPASI A GRUBU İKİNCİSİİLAYDA YAĞMUR YILMAZ
21 yaşında bir tanıdığının motosikletine artçı olmasıyla hikayesi başladı ve her geçen gün motosiklet bir tutku haline dönüştü. 9 yaşından beri farklı branşlarda yarışan bir sporcu olan İlayda motorsporlarının da içinde olmak istedi ve 26 yaşında ilk yarışına çıktı. Türkiye’de İlk yarışında kazanınca bu spora iyice gönülden bağlandı ve Avrupa pistlerinin hayalini kurmaya başladı. 2019 senesinde Women’sEuropeanChampionship’e katılmaya hak kazanarak Türkiye’nin bu branştaki ilk kadın milli sporcusu oldu. İlayda Yamaha R25 Kupası sayesinde Türkiye’den başarılı birçok kadın sporcu çıkacağına inanıyor.
R25 KADINLAR KUPASI A GRUBU ÜÇÜNCÜSÜ FATMA BAŞTEPE
Fatma Baştepe 19 yaşında Denizlili, spor lisesi mezunu üniversiteye hazırlanıyor. Ailesi ve arkadaş çevresi motosiklet kullanıyor, çocukluğundan beri motosikletle iç içe. İlk motosikletini lisede aldı, onu eğiten ve pistlerle buluşturan dayısı oldu. Annesi ve babası gençliklerinden beri kullanmalarına rağmen başta Fatma’nın yarışmasından biraz korktular. Sonra bu duruma alıştılar. Kuryelik yapıyor, üniversiteye başlayana kadar da devam etmeyi planlıyor, okul için para biriktiriyor.
R25 KADINLAR KUPASI B GRUBU BİRİNCİSİNİLŞAN BOYRAZ
Fitness ve kickboksantrenörü olarak çalışan Nisan Boyraz aynı zamanda öğrenci. İşe gidip gelirken scooter kullanıyor. Ailesi yarışla ilgilendiğini öğrenince önce korktu ve inanmadı ancak Nilşan’ın azmini gördükçe algıları değişti. Nilşandüzgün ve yeterli antrenman yaparak neler yapabileceğini görmek ve en iyi olmak için çalışıyor.
R25 KADINLAR KUPASI B GRUBU İKİNCİSİ KARDELEN AYDIN
İzmir’de yaşayan Kardelen gastronomi öğrencisi ve aynı zamanda sürücü kursunda eğitmenlik yapıyor. 18 yaşındaki sporcu 8 yıldır motosiklet kullanıyor. Kardelen motosikletle babası sayesinde 7-8 yaşlarımda tanıştı. Kardelen bu sporda yetenek ve sıkı çalışma kadar önemli olan bir şey daha varsa o da sportmenlik ve dürüstlük diyor. Etrafındaki insanların üzüntü ve mutluluk için döktüğü her göz yaşını gördükçe aslında ne kadar duygusal bir iş yaptığımızı anladığını da ekliyor. Hayali hem dünya şampiyonu olmak hem de gastronomi alanında ilerleyerek dünyaca ünlü şef olmak.
R25 KADINLAR KUPASI B GRUBU ÜÇÜNCÜSÜECE KARTAÇ
Ece Kartaç 2001 doğumlu, İstanbul Üniversitesi Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği’nde okuyor. Onu motosikletle dedesi tanıştırdı. Ailesinde sırf annesi ve babası değil babaannesi dahil tüm büyükleri onu destekledi. Ailesi ile birlikteMotoGP,Superbike ve Formula yarışlarını yakından takip ettiğiiçin pistin aslında daha güvenli olduğunu biliyorlardı ve yarışması her şekilde desteklendi. Babaannesi yarışın mesleği olmasını istiyordu. Annesi videolarını çekip arkasına binerekonunla viraj yapıyor. Kadınlar kupası ona öncelikle freni en verimli şekilde kullanmayı, pes etmemenin aslında düşünüldüğünden daha zor olduğunu, şampiyonların asla kendinden vazgeçmediğini öğretti. Riskleri almanın doğru zamanını öğrendiğini söylüyor bu kupa sayesinde. Hayali öncelikle Türkiye’de şampiyon olmak, sponsor bulup karma gruplarda hem Türkiye’de hemde Balkan Şampiyonasında yarışmak.