Sosyal medya

Haber

GP KOMPOZİT, YERLİ TASARIM “UÇAN MOTOSİKLET” PROTOTİPİNİ GÖRÜCÜYE ÇIKARDI!

Yayımlanma

/

GP Kompozit, Türk mühendislerin tasarladığı “Uçan Motosiklet” prototopini tanıttı. 2004 yılında İstanbul’da üretime başlayan ve %100 yerli üretim yaparak, öncelikle Tüm Türkiye’ye günümüzde ise dünyanın her noktasına ürünlerini ulaştıran GP Kompozit, “2 Tekerlilerin Dünyası”nın en başarılı markaları arasında yer alıyor.

GP Kompozit, özellikle yarış motosikletlerine yönelik koruyucu tasarımlarıyla dünyada ilk 5’de yer alıyor.

2004 yılında İstanbul’da üretime başlayan GP Kompozit, Motosiklet kullanıcıları için “Tailor Made” tasarımlar yaparak hayatlarını kolaylaştırıyor. Yüzde yüz yerli üretim yapan firma Motosiklet aksesuarları alanında Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın da sayılı üreticileri arasında yer alıyor. Motosiklet kullanıcılarının ihtiyaçlarına yönelik aksesuarları tasarlayan, üstün yazılım teknolojileri ile CNC ve kaliteli işçilik kullanarak üreten GP Kompozit, İstanbul Kurtköy’de ki fabrikasında ayda 14 bin parça üretim gerçekleştiriyor.

İngiltere, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Lübnan, İsrail ve Kanada’da distribütörlükleri olan GP Kompozit, dünyada 150 ülkeye distribütörleri ve E-Ticaret yoluyla ihracat yapıyor.

UÇAN MOTOSİKLET, 30 DAKİKA HAVADA SEYAHAT İMKANI VERECEK.

GP Kompozit ekibinin tasarladığı ve 2023 yılı ilk çeyreğinde piyasaya sunulacak olan “Uçan Motosiklet” prototipi de ilk kez EICMA fuarında görücüye çıkarıldı. Dünyanın her yerinden gelen Motosiklet tutkunlarının büyük ilgi gösterdiği “Uçan Motosiklet” prototipini incelemek isteyenler GP Kompozit standı önünde uzun kuyruklar oluşturdular.

GP Kompozit’in kurucusu Evren Alkan’ın hayali olan “Uçan Motosiklet”, başlangıçta 30 dakika havada seyahat süresine sahip olacak. Evren Alkan, konuyla ilgili şunları söyledi : “Bu bizim hayalimiz. 2 yıldır üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki ay uçuş testlerine de başlayacağız. Bu ilerleyen, yakın gelecekte böyle bir ulaşım aracı da olacak hayatımızda. Bizim böyle bir hayalimiz var. Bir de yerli Motosiklet hayalimiz var. Biz %100 yerli bir Motosiklet üretmek istiyoruz. Bu uçan Motosiklet’de aslında bir diğer hayalimiz. İkinci hayalimiz. Bunlar Ar-Ge projelerimiz. Motosiklet sektörü büyüyen bir sektör ve sadece Türkiye’de değil, dünyada büyüyor. GP Kompozit olarak, bu pazarda şu anda ilk 10’un içindeyiz ve pazarımızı sadece satış yaparak değil, yeni ürünler, yeni tasarımlar, yeni Ar-Ge projeleri sektöre kazandırarak da büyütmek istiyoruz”.

“Uçan Motosiklet”, uçak endüstrisinde kullanılan Carbon Fiber hammaddesinden üretildi. Bir yolcu dahil toplam 180 Kg taşıma kapasitesi olan “Uçan Motosiklet”in pervaneleri de Carbon fiber malzemeden üretiliyor. Şimdilik Tek kişilik olarak tasarlanan ve Ocak 2022’de uçuş testlerine başlanacak olan “Uçan Motosiklet”in maksimum hızı 120 km, yerden yükselme hızı ise 30 metre olarak tasarlandı. Elektrikli batarya ile çalışacak olan “Uçan Motosiklet”in batarya dolum süresi 4 saat.

2004 Yılında kurulan GP Kompozit’in hikayesi, kurucusu Milli Motosiklet Yarışcısı, Avrupa ve Türkiye şampiyonlukları bulunan Evren Alkan’ın evinin altındaki garajda başladı. Şu anda, dünyada 6 distribütörü, 150’den fazla ülkeye ihracatı ve Türkiye’de sözleşmeli 300 bayii bulunan firma, 8 kişilik Tasarım ekibinin tasarladığı Motosiklet aksesuarları, koruyucuları dışında dünyanın en önemli Motosiklet markalarına Pivate Label –fason üretim de yapıyor.

GP Kompozit Ceo’su Taner Önen, kendisinin de bir Motosiklet Kullanıcısı olarak ihtiyacı olan parçaları bulamadığı için firmayla yollarının kesiştiğini belirterek şunları söyledi: “ Evren beyin zamanında kendi yarışırken burada temin edemediği veya bulamadığı Motosiklet parçalarını kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendi çabalarıyla üretmeye başladığı ürünler ilk temelleri atıyor. Bir tane 2 tane kendisine üretip, sonra başkaları da bu ürünleri bulamadığı için görüp sağdan soldan gelen talepler içinde üretmeye başlayınca bu bir işe, istihdama, ihracata dönüşüyor. Evinin altında, garajında başladığı yolculuk, 100 m² bir yere taşıyıp oradan seri üretim olarak sürüyor. Bunun satışı ve yoğunluğu arttıkça önce 250 m² bir yere geçip, istihdam sağlamaya başlıyor. Sonra 500 m² bir yere geçiyor. Orada 8 kişilik bir ekip çalışmaya başlıyor. Sonrasında o 500 m²’den 1000 m² ye çıkıyor. Bizim GP Kompozit’le yollarımız kesiştikten sonra hem Türkiye genelinde bayileşme hem de ihracata ağırlık vermeye başladık. Kalite ve fiyat dengesi, tamamen yerli mühendislerce geliştirilen özel tasarımlar üretiyor olmamız talebi büyüttü ve kısa sürede 1000 m² yer de yetmemeye başlayınca 5000 m² şu an bulunduğu yere geçildi ve şu anda burada da 70 civarında personel çalışıyor. Tüm dünyaya, 150’den fazla ülkeye aylık 15 bin’in üzerinde Motosiklet aksesuarı parçası satarak yolumuza devam ediyoruz. Yurt içinde 300’ün üzerinde sözleşmeli çalışan bayimiz mevcut. Bayi satış ekibimiz ayrı. Tüm E Ticaret kanallarında satış yapıyoruz. E- İhracat yapıyoruz. Amazon, Aliexpress gibi büyük Pazar yerlerinin hepsinde varız”.

EN ÇOK HANGİ İLDE MOTOSİKLET KULLANILIYOR?

GP Kompozit’in kişiden kişiye, markadan markaya, Modelden modele değişen tüm ihtiyaçlara yönelik özel ürünler tasarlayıp ürettiğini anlatan Taner Öner, “Örneğin, Motosikletle uzun yola gittiğinizde direksiyon veya gidon alçak olduğu için insanların beli ağrıyordu. Ona yükseltici bir parça tasarlayıp ürettik, insanların motorların daha dik durmasını ve bel ağırsı yaşamamasını sağladık. Mesela, arka tekerde bazı Motosikletlerde çamurluk yoktu. Bu çamurluk olmayınca, çamurlu yolda çantaları veya kıyafetleri kirleniyordu. Bu Motosikletler için kullanıcının boyuna, motosikletin yapısına uygun, Motosikletin aerodinamik yapısını ve görsel tasarımını bozmayan arka çamurluklar tasarladık ve üretmeye başladık” dedi.

Dünya pazarı hakkında da bilgi veren Taner Önen, “İtalya, Almanya ve Amerika’da bizim yaptığımız işi yapan üreticiler var. Dünyada maksimum 10’u geçmez bu özellikte üretim yapanlar. Dünya markalarına uyumlu ürünler üretirken bu dünya markalarının kendilerine de kendi markalarıyla fason olarak da üretim yapıyoruz. 2008’den beri dünya markalarına fason üretim yapıyoruz. Bu pazarda da hızlı bir büyüme sürecindeyiz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de bayilerinin en fazla İstanbul, İzmir, Antalya ve Ankara’da satış yaptığını anlatan GP Kompozit Ceo’su Taner Öner; “Motosiklet kullanımı Ege, Akdeniz’de çok yoğun. İç Anadolu’da trafikten dolayı yoğun. Sıcak ve deniz kenarı olan yerler, trafik olan yerler de Motosiklet kullanımı çok daha fazla. Türkiye’de en fazla Motosiklet kullanan, bizim ürünlerimizi en çok sattığımız şehir İstanbul, ikinci İzmir, üçüncü Antalya, dördüncü Ankara. Antalya’nın potansiyeli çok yüksek” dedi.

 

Devamını oku
Yorum yapmak için tıklayın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi? Bakan Soylu yanıtladı! Artık…

Yayımlanma

/

Son dönemde oldukça merak edilen konulardan biri de B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konu hakkında açıklama yaptı.

B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi düşüncesi son zamanlarda çok fazla merak edilir durumda. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kanal D canlı yayınında Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’nın sorularını yanıtladı.

Konuyla ilgili Bakan Soylu’nun açıklaması şöyle;

125 cc altı motorlar var. İki tekerlekli kullanımı arttı. Şehir içi kullanılan Motor sayısı arttı. Birçok insan motor ehliyeti almak durumunda mıyım, diyor. Biz bunların kullanımının sahibi bir bakanlığız. Arkadaşlarımız çalıştı; Milli Eğitim Bakanımız ile konuştum. 125 cc altı motorlar B sınıfı ile kullanılabilecek. Sadece bir iki ek ders alacaklar. dedi…

 

Devamını oku

Haber

Honda’nın efsane Hornet modeli yeniden Türkiye’de

Yayımlanma

/

Honda’nın CB750 Hornet modeli, sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı ile tüm sürüş koşullarında üstün bir keyif sunan tamamen yeni motoru ve tasarımıyla Türkiye yollarına çıkıyor. 755 cc motoru ile güçlü bir performans sunan Hornet’in Street-Fighter tasarımındaki keskin hatları dikkat çekerken; yeni tasarım yüksek çekiş gücüyle kullanım kolaylığı ve ultra hafif iskeletiyle performanslı sürüş özellikleri sergiliyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerinde satışa sunuluyor.

Honda’nın ilk kez 1998 yılında Avrupa yollarına çıkan ve efsane modelleri arasında yer alan Hornet, yenilenen tasarımıyla geri dönüyor. Kompakt ve naked tarzıyla kullanıcıların beğenisini kazanan Hornet, yıllar içerisinde Honda mühendislerinin teknolojileri ile geliştirilerek Honda’nın mirasındaki önemli modellerden biri haline geldi. İtalya Roma’daki Ar-Ge tesisinde özellikle genç sürücülerin beklentileri doğrultusunda güçlendirilen ve tasarımı yenilenen CB750 Hornet, keskin çizgilere sahip minimalist görünüm ile modern bir streetfighter tarzını ortaya koyuyor. Honda’ya özgü denge, stabilite ve yol tutuşu özellikleriyle sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı sayesinde tüm sürüş koşullarında sürücüsüne üstün bir sürüş keyfi sağlıyor. Honda için streetfighter konseptini temsil eden yeni CB750 Hornet, Honda’nın günümüz tüketici ihtiyaçları ile mirasını sentezleyen model olmasıyla öne çıkıyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerindeki yerini alıyor.

Honda, motosiklette liderliğini korumayı hedefliyor
Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde gerçekleştirilen CB750 Hornet modelinin tanıtım toplantısında konuşan Honda Türkiye Başkanı Satoru Yamada, geçtiğimiz yıl Honda’nın yaklaşık 21 milyon yeni motosiklet müşterisinin hayatına dokunduğunu belirtti. Honda’nın Türkiye motosiklet pazarındaki faaliyetinin 30’uncu yılında, 500 bininci motosiklet satışından ve 8 yıldır aralıksız devam eden pazar liderliğinden gurur duyduklarını da söyleyen Başkan Yamada “Honda Türkiye olarak önümüzdeki dönemde pazar payımızı yüzde 35’e çıkararak pazardaki lider konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Bunun için farklı müşteri taleplerini karşılamak üzere 2023 yılında farklı segmentlerde 10 yeni modelimizi Türkiye pazarına sunarak en geniş ürün yelpazemize ulaşacağız” dedi. Başkan Yamada ayrıca, Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde Türkiye’de daha sağlıklı bir motosiklet kültürü oluşturmak için daha güçlü çalışmalar yürütmeyi hedeflediklerinin ve pazar lideri olarak sağlıklı pazar yaratmanın sorumluluğuna inandıklarının da altını çizdi.

92 beygir gücüyle sınıfın en güçlü motosikleti
Honda mühendisleri, Hornet’e yüksek performans sağlayan keyifli ve tamamen yeni paralel iki silindirli bir motor geliştirdi. 92 beygir gücüne ulaşan yeni Hornet, sınıfının en güçlü motosikleti olmasıyla dikkat çekerken; hem sürücülerin yüksek performans beklentisini hem de aynı zamanda orta devirlerde yüksek çekiş gücüyle pratik bir kullanım sunmak üzere tasarlandı. Tamamen yenilenen kompakt ve hafif iki silindirli 755 cc motora sahip Hornet, 9.500 d/d’de ürettiği 92 HP (67,5 kW) maksimum güç ile mirasını korumaya devam ediyor. Motor aynı zamanda 7.250 d/d’de 75 Nm tork değeriyle alt ve orta devirler dahil tüm sürüş koşullarında yüksek çekiş gücü sunuyor.

Yeni CB750 Hornet modelinin yenilenmesi için Honda’nın motosiklet üretimi ve geliştirme konusundaki bilgi birikimi ve deneyimi öne çıkarken; özel egzoz ile birlikte patentli Vortex Akış Kanalları hava akışını hava kutusuna eşit olarak dağıtarak hassas gaz tepkisi ve yüksek çekiş gücü sağlıyor. İki silindirli motorda CBR1000RR-R Fireblade modelinden aktarılan Nikel-Silisyum karbür kaplamadan yararlanılırken; 8 supaplı silindir kafası sayesinde tüm bunlar kompakt bir yapıda bir araya geliyor. Kaydırmalı debriyaj özelliği, yumuşak bir his sunarken; vites geçişlerde kolaylık ve sert fren veya hızlı vites düşürme anında arka tekerleğin kilitlenmemesini sağlıyor. Hornet, 4,35 lt/100km yakıt tüketimi değeri (WMTC modu) ve 15,2 litrelik yakıt deposuyla 340 km’nin üzerinde bir menzil sunuyor.

Yeni Hornet’te ayrıca, 4 farklı sürüş modu bulunuyor. Entegre Ön Tekerlek Kalkış Kontrolü ile programlı Motor Gücü, Motor Freni ve Honda Seçilebilir Tork Kontrolü kombinasyonlarını içeren Standart, Spor ve Yağmur sürüş modunun yanı sıra sunulan Kullanıcı modunda ise sürücünün koşullara ve sürüş tarzına uygun olarak tercih ettiği kombinasyon seçilebiliyor. Bu modlar, sol gidon anahtarı ve TFT ekranı üzerinden yönetilebiliyor.

Modern tasarımı ve gelişmiş donanımı ile yeni streetfighter: Hornet
Eşekarısı kanadından esinlenilerek tasarlanan yakıt deposunun çizgileri imza niteliği taşırken; keskin tasarımlı ön grenajdan zarif kuyruk tasarımına kadar tüm ayrıntılar Hornet’in sportif ve hırçın karakterini ortaya koyuyor. Yalnızca 16,6 kilogram iskelet ağırlığına sahip olan yeni Hornet’in, motor performansını yansıtacak şekilde ayarlanan yeni hafif çelik elmas bir iskeleti bulunuyor. Dik sürüş pozisyonuna uygun 795 mm sele yüksekliği ile doğal oturma pozisyonu için geride konumlandırılan ayaklıklar ve geniş gidonlar farklı sürücülerin gereksinimlerini karşılıyor. Çeviklik ve geri bildirim için yeni çelik salıncakla birlikte ayarlanabilir ön yüke sahip arka amortisör, eğlence faktörünü en üst düzeye çıkarıyor. LED aydınlatmalar ve sinyaller otomatik olarak kapanırken; üstün sürüş güvenliği için ise Acil Durum Fren Sistemi bulunuyor.

Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) aracılığı ile hem Android hem de ilk kez IOS cihazlar için sunulan gelişmiş bağlanabilirlik özellikleri ile pratik, okunaklı ve tüm sürüş bilgilerini sürücüye anlık olarak aktaran 5 inçlik yüksek çözünürlüklü TFT renkli ekran sürüş keyfini destekliyor. Sürücünün tercihine göre analog veya grafik bar olmak üzere dört tip hız/devir ekranının yanı sıra yakıt göstergesi/tüketimi, sürüş modu seçimi/motor parametreleri, vites seçimi ve devir sayacında vites değişim uyarısı bilgileriyle gösterge ekranı kişiselleştirilebiliyor. Panel, sol gidondaki kumanda üzerinden yönetilirken; Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) sayesinde sürüş anında telefon görüşmeleri, mesajlar, müzik ve navigasyonun sesli kontrolü gibi işlevlere erişim sağlanabiliyor.

Devamını oku

Haber

YAMAHA MOTOR ÜRETİMDE YEŞİL ALÜMİNYUMA GEÇTİ

Yayımlanma

/

Karbon Nötr hedefine yönelik her geçen gün önemli yeşil adımlar atan ve sürdürülebilir projeler geliştiren Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyumkullanmaya başladığını duyurdu.Sürdürülebilirlik alanında üretim sürecinde yeşil alüminyuma geçen ilk Japon şirket olanYamaha Motor, 2050 yılına kadar kullanımı daha geniş bir üretim prosesine yaymayı planlıyor.

Mobilite sektöründe geleceği şekillendiren öncü projelere imza atan Yamaha Motor, 2050 Çevre Planı çerçevesinde üretim ve ticari odaklı tüm faaliyetlerinde karbon nötrlüğünü hedefliyor.CO2 seviyeleri ve çevresel ayak izini azaltmanın yanı sıra karbon dengelemesine olanak tanıyan teknolojiler ve projeler geliştirmeye odaklanan Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyuma geçiş yaparak önemli bir adım attı. Yeşil alüminyum, geleneksel olarak rafine edilmiş alüminyuma kıyasla yaklaşık yüzde 60 daha az karbondioksit yayıyor ve yenilenebilir enerji kullanılarak rafine ediliyor. Alüminyum parçalar, motosiklet ürünlerinin toplam araç ağırlığının yüzde 12 ile yüzde 31 kadarını oluşturuyor. Üretimde yeşil alüminyumun benimsenmesi, ürün yaşam döngülerinin bir parçası olarak hammadde üretimi sırasında karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına olanak sağlıyor.

Yeşil alüminyumu ilk olarak yüksek hacimli modellerin ve arazi motosikletlerinin belirli parçalarının üretiminde kullanmaya başlayan Yamaha Motor, kısa vadeli süreçte tedarik hacminin izin verdiği ölçüde yeşil alüminyumun kullanım aralığını genişletmeyi planlıyor.Sürdürülebilir yaşam döngüsüne yönelik atılan bu önemli adımın,2050 yılına kadar tüm ticari faaliyetlerinde karbon nötrlüğü elde etme çabalarının ve 2050 yılına kadar yüzde 100 sürdürülebilir malzemeye geçiş hedefinin bir parçası olduğunun üstünü çizen Yamaha Motor Türkiye Genel Müdürü Hakan Kaya, “İnsanlara heyecan verici, özgür ve daha tatmin edici bir yaşam sunma vizyonu ile hareket eden markamız bu misyona ulaşmak için çevre odaklı girişimlere her geçen gün yenisini ekliyor. Geçtiğimiz yıl kurulan Yamaha Motor Sürdürülebilirlik Fonuda bu alanda atılan oldukça önemli bir gelişmeydi. Fon, çevresel sorunları çözmeye çalışan, çok sayıda şirketle iş birliğine dayalı ilişkiler geliştirmeyi ve daha iyi bir dünya yaratmaya katkıda bulunmayıamaçlıyor. Şimdi ise üretimde gerçekleştirdiğimiz yeşil alüminyuma geçiş süreciyle sürdürülebilirlik gelişimimizi bir adım daha ileri taşıdık. İnsana ve çevreye iyi gelecek teknolojiler üretmek tek amacımız” dedi.

Devamını oku