Haber
Vespa neyin markası? Nasıl ortaya çıktı?

Vespa tarihin en önemli ve en iyi motosikletlerindendir. Vespa neyin markası? Nasıl ortaya çıktı?
Vespa, basit bir motosiklet modeli olan scooter’den geliştirilmiştir. 1946 yılında İtalyan Piaggio & Co. S.p.A. firması tarafından üretilmiştir.
Vespa tarihin en önemli ve en iyi motosikletlerinden biri.
Üretimi olan Vespa modelleri!
- LX 50
LX 125
LX 150
LXV 50 (LX50 modelinin 60. yıl özel üretim modeli)
LXV 125 (LX125 modelinin 60. yıl özel üretim modeli)
GT 60° 250 cc Limited Edition.
GTS 125
GTS 250ie
GTS 250 i.e. abs
GTS 300 (2010)
GTS 300 Super (2008)
GTV 125 (GT125 modelinin 60. yıl özel üretim modeli)
GT60 (GTS250 modelinin 60. yıl özel üretim modeli)
GTV 250
PX 30 125
Yeni PX 2011 150 (ve daha sonra 125)
S 50 and S 125 Yeni model 2007
S 150 (2008)
Zafferano 50 cc ve 125 cc
Vespa nasıl ortaya çıktı?
“Piaggio şirketi 1884 yılında 20 yaşındaki Rinaldo Piaggio tarafından Cenova’da kuruldu Şirket talaşlı kereste imalatından gemi tertibatı üretimine ve daha sonra da önce Finale Ligure fabrikasında ve ardından Pontedera’da (Toskana) o dönemde tahta ve brandadan yapılan uçak ve deniz uçağı üretimine geçti.Piaggio ülkenin en büyük uçak üreticilerinden biri oldu. Bu nedenle Finale ve Pontedera tesisleri stratejik hedefler olarak değerlendirilerek 2. Dünya Savaşı’nda bombalandı.”
“1946’da İtalya’nın savaş sonrası yeniden inşasına başlandığı dönemde ana Pontedera fabrikasının yeniden yapımı, kişisel mobiliteye odaklanarak binanın tamamen dönüştürülmesinde karar kılan Rinaldo’nun iki oğlundan Enrico’ya verildi. En yetenekli havacılık mühendisi Corradino D’Ascanio’nun olağanüstü tasarım çalışması sayesinde Enrico kitle pazarına stil sahibi bir araç sunarak bu amacına ulaştı.”
“Buluşun sahibi dahi mühendis “Paperino” (Donald Duck) olarak bilinen prototipten yola çıkarak bunun üzerinde bir dizi devrim niteliğinde değişiklik yaptı. Tekerin doğrudan şanzımandan çalışmasıyla tahrik zincirini ortadan kaldırdı, vites kolunu gidona yerleştirdi, monokok bir gövde tasarladı ve sürücüyü korumak için kaporta ekledi. 1946 Nisan ayında MP6 prototipi şeklini aldı. Prototipi ilk kez gören Enrico Piaggio şunları söyledi: “Sembra una vespa! (yaban arısına benziyor). Kilometre saati, yan sehpa ve şık beyaz şeritli tekerler ve benzeri lüks opsiyonel özelliklerin yer aldığı ilk Vespa 98 cc modelin seri üretimi için onay verdi.”
“Fikrin dahiliğini anlayanlar ve her zamanki gibi kuşkuyla yaklaşanlardan ikinci olanı bir süre sonra fikirlerini değiştirecekti. Üretim kısa zaman içinde arttı: İlk yılki 2.484 scooter 1948’de yeni Vespa 125 ile toplamda 19.822’ye ulaştı. 1950’de ilk kez Almanya’da ruhsat almasıyla birlikte üretim sayısı 60.000 araca ulaştı. Üç sene sonra 171.200’e yükseldi ve Amerika ve Asya dahil dünya çapındaki Piaggio servislerinin sayısı on binin üzerine çıktı. Bu büyüleyici dönem sadece başlangıçtı: Vespa kısa süre sonra 13 ülkede üretime geçecek ve dünya çapında 114 ülkede satışa sunulacaktı.”
“Binlerce kopya ve imitasyonu yapılan Vespa 1953’te “Roman Holiday” filminde Audrey Hepburn ve Gregory Peck ile rol alarak 500.000. modelinin üretimini kutladı 1956’da sevkiyatlar 1 milyon seviyesine ulaştı.1960 yılına kadar 2 milyona, 1970’de 4 milyona ve 1988’de ise 10 milyonun üzerinde bir rakama ulaştı.Bugüne kadar Piaggio 18 milyonu aşkın Vespa sevkiyatı yaptı.Bu başarıya 1963’te Vespa 50 ile yıllar boyunca miti yeniden canlandıran onlarca model gibi efsane haline gelen scooter’lar katkıda bulundu.1955’deki Vespa 150 GS saatte 100 km’ye çıkan ilk “spor” model olurken arkasından 1965’te 180 SS geldi. 1968’deki 125 Primavera ise dünya tarihinde iz bırakan bir jenerasyonun sembollerinden biri haline geldi. 1968’deki 180 Rally ile yeni ve daha güçlü ön far piyasaya sürülürken, 1970’de 50 Elestart ise elektrikli marş sistemiyle tanışmamızı sağladı ve gösterişli 1972 model 200 Rally ise dünyayı keşfe çıkan gezginlerin Vespa’sı oldu.”
“Önceki yıllardaki çarpıcı büyüme sonrası, Piaggio Vespa’yı değişen şehir yaşamına ve trafiğe adapte etmenin yolarını aramaya başladı. 1976 model 125 Primavera ET3’de elektronik ateşleme sistemi ve 3 emme deliği kullanıldı. 178 model P 125 X’de ise kaporta tamamen yeniden tasarlanırken P 200 E’de ayrı yağlama ve ilk kez gövdeye gömülü yön göstergeleri kullanıldı. 1984 model PK 125 1946’dan bu yana görülen en radikal değişiklik olarak otomatik şanzımanın lansmanına aracılık etti. 1985’de T5 Pole Position ilk “super sport” model olarak scooter’ın yüksek gücünden kaynaklanan ısının daha iyi dağıtılması içi alüminyum silindirle piyasaya sürüldü. 1989 model 50 PK N, en iyi performans gösteren “Vespino” – küçük Vespa – olurken, 1996’daki ET4 125 4 zamanlı merkezi motor ve otomatik şanzımana sahip ilk Vespa oldu. Vespa jübilesi onuruna piyasaya sürülen bu model sonraki iki yıl boyunca Avrupa’da en çok satan arkalı iki tekerli araç oldu. ”
“2000 yılının sonbaharında ET4 50 ilk 4 zamanlı motora sahip “Vespino” oldu. Rekor kıran menziliyle (depo tam doluyken 500 km’den fazla) Vespa dijital evrimin milenyumuna damgasını vurdu. Bu arada Vespa ABD’de geri döndü: On yıl sonra Vespa LX/S, ABD’de en çok satan iki tekerlekli araç olacaktı. Bu iki olay arasında geçen yıllar geri dönüşler süreci oldu. 30 yılı aşkın kariyeri boyunca üç milyonu aşkın inanılmaz bir sevkiyat rakamına ulaşan ve modası geçmeyen PX’ten, dört zamanlı, dört supaplı, sıvı soğutmalı motora sahip ilk Vespa olan Granturismo’ya kadar. 2005 model GTS 250 i.e.’den 2008 model GTS 300 Super’e, 2009 model S 50 ve LX 50 4V’den kısa bir süre önce piyasaya sürülen LX 3V ve Vespa S 3V’ye kadar son birkaç yılda motorda ve stilde bir dizi yeniliğe imza atıldı.”
“Bugün Vespa hiç olmadığı kadar bir dünya markası: Pontedera fabrikası Avrupa ve Amerika dahil Batı pazarlarına Vespa scooter üretiyor ve Vietnam’daki Vinh Phuc tesisi ise yerel piyasa ve Uzak Doğu ülkeleri için üretim yaparken ve Hindistan’da 2012 Nisan ayında açılan yepyeni Baramati tesis Hindistan pazarına hizmet veriyor. Vespa ayrıca estetik ve teknolojik yenilik bakımından örnek teşkil etmeye devam ediyor. LX/S ve GTS/GTV ailelerinin piyasaya sürülmesiyle üretim son on yılda üç katına çıktı ve bu süre zarfında bir milyondan fazla yeni Vespa scooter dünya çapında yollardaki yerini aldı. Bugün 946 modeli Vespa’nın geçmişini onurlandırırken geleceğe pencere açmaya devam etme niyetini mükemmel bir şekilde ortaya koyuyor. Efsaneleri daha aşağısı kurtarmaz.”
Genel
B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi? Bakan Soylu yanıtladı! Artık…

Son dönemde oldukça merak edilen konulardan biri de B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konu hakkında açıklama yaptı.
B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi düşüncesi son zamanlarda çok fazla merak edilir durumda. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kanal D canlı yayınında Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’nın sorularını yanıtladı.
Konuyla ilgili Bakan Soylu’nun açıklaması şöyle;
125 cc altı motorlar var. İki tekerlekli kullanımı arttı. Şehir içi kullanılan Motor sayısı arttı. Birçok insan motor ehliyeti almak durumunda mıyım, diyor. Biz bunların kullanımının sahibi bir bakanlığız. Arkadaşlarımız çalıştı; Milli Eğitim Bakanımız ile konuştum. 125 cc altı motorlar B sınıfı ile kullanılabilecek. Sadece bir iki ek ders alacaklar. dedi…
Haber
Honda’nın efsane Hornet modeli yeniden Türkiye’de

Honda’nın CB750 Hornet modeli, sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı ile tüm sürüş koşullarında üstün bir keyif sunan tamamen yeni motoru ve tasarımıyla Türkiye yollarına çıkıyor. 755 cc motoru ile güçlü bir performans sunan Hornet’in Street-Fighter tasarımındaki keskin hatları dikkat çekerken; yeni tasarım yüksek çekiş gücüyle kullanım kolaylığı ve ultra hafif iskeletiyle performanslı sürüş özellikleri sergiliyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerinde satışa sunuluyor.
Honda’nın ilk kez 1998 yılında Avrupa yollarına çıkan ve efsane modelleri arasında yer alan Hornet, yenilenen tasarımıyla geri dönüyor. Kompakt ve naked tarzıyla kullanıcıların beğenisini kazanan Hornet, yıllar içerisinde Honda mühendislerinin teknolojileri ile geliştirilerek Honda’nın mirasındaki önemli modellerden biri haline geldi. İtalya Roma’daki Ar-Ge tesisinde özellikle genç sürücülerin beklentileri doğrultusunda güçlendirilen ve tasarımı yenilenen CB750 Hornet, keskin çizgilere sahip minimalist görünüm ile modern bir streetfighter tarzını ortaya koyuyor. Honda’ya özgü denge, stabilite ve yol tutuşu özellikleriyle sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı sayesinde tüm sürüş koşullarında sürücüsüne üstün bir sürüş keyfi sağlıyor. Honda için streetfighter konseptini temsil eden yeni CB750 Hornet, Honda’nın günümüz tüketici ihtiyaçları ile mirasını sentezleyen model olmasıyla öne çıkıyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerindeki yerini alıyor.
Honda, motosiklette liderliğini korumayı hedefliyor
Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde gerçekleştirilen CB750 Hornet modelinin tanıtım toplantısında konuşan Honda Türkiye Başkanı Satoru Yamada, geçtiğimiz yıl Honda’nın yaklaşık 21 milyon yeni motosiklet müşterisinin hayatına dokunduğunu belirtti. Honda’nın Türkiye motosiklet pazarındaki faaliyetinin 30’uncu yılında, 500 bininci motosiklet satışından ve 8 yıldır aralıksız devam eden pazar liderliğinden gurur duyduklarını da söyleyen Başkan Yamada “Honda Türkiye olarak önümüzdeki dönemde pazar payımızı yüzde 35’e çıkararak pazardaki lider konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Bunun için farklı müşteri taleplerini karşılamak üzere 2023 yılında farklı segmentlerde 10 yeni modelimizi Türkiye pazarına sunarak en geniş ürün yelpazemize ulaşacağız” dedi. Başkan Yamada ayrıca, Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde Türkiye’de daha sağlıklı bir motosiklet kültürü oluşturmak için daha güçlü çalışmalar yürütmeyi hedeflediklerinin ve pazar lideri olarak sağlıklı pazar yaratmanın sorumluluğuna inandıklarının da altını çizdi.
92 beygir gücüyle sınıfın en güçlü motosikleti
Honda mühendisleri, Hornet’e yüksek performans sağlayan keyifli ve tamamen yeni paralel iki silindirli bir motor geliştirdi. 92 beygir gücüne ulaşan yeni Hornet, sınıfının en güçlü motosikleti olmasıyla dikkat çekerken; hem sürücülerin yüksek performans beklentisini hem de aynı zamanda orta devirlerde yüksek çekiş gücüyle pratik bir kullanım sunmak üzere tasarlandı. Tamamen yenilenen kompakt ve hafif iki silindirli 755 cc motora sahip Hornet, 9.500 d/d’de ürettiği 92 HP (67,5 kW) maksimum güç ile mirasını korumaya devam ediyor. Motor aynı zamanda 7.250 d/d’de 75 Nm tork değeriyle alt ve orta devirler dahil tüm sürüş koşullarında yüksek çekiş gücü sunuyor.
Yeni CB750 Hornet modelinin yenilenmesi için Honda’nın motosiklet üretimi ve geliştirme konusundaki bilgi birikimi ve deneyimi öne çıkarken; özel egzoz ile birlikte patentli Vortex Akış Kanalları hava akışını hava kutusuna eşit olarak dağıtarak hassas gaz tepkisi ve yüksek çekiş gücü sağlıyor. İki silindirli motorda CBR1000RR-R Fireblade modelinden aktarılan Nikel-Silisyum karbür kaplamadan yararlanılırken; 8 supaplı silindir kafası sayesinde tüm bunlar kompakt bir yapıda bir araya geliyor. Kaydırmalı debriyaj özelliği, yumuşak bir his sunarken; vites geçişlerde kolaylık ve sert fren veya hızlı vites düşürme anında arka tekerleğin kilitlenmemesini sağlıyor. Hornet, 4,35 lt/100km yakıt tüketimi değeri (WMTC modu) ve 15,2 litrelik yakıt deposuyla 340 km’nin üzerinde bir menzil sunuyor.
Yeni Hornet’te ayrıca, 4 farklı sürüş modu bulunuyor. Entegre Ön Tekerlek Kalkış Kontrolü ile programlı Motor Gücü, Motor Freni ve Honda Seçilebilir Tork Kontrolü kombinasyonlarını içeren Standart, Spor ve Yağmur sürüş modunun yanı sıra sunulan Kullanıcı modunda ise sürücünün koşullara ve sürüş tarzına uygun olarak tercih ettiği kombinasyon seçilebiliyor. Bu modlar, sol gidon anahtarı ve TFT ekranı üzerinden yönetilebiliyor.
Modern tasarımı ve gelişmiş donanımı ile yeni streetfighter: Hornet
Eşekarısı kanadından esinlenilerek tasarlanan yakıt deposunun çizgileri imza niteliği taşırken; keskin tasarımlı ön grenajdan zarif kuyruk tasarımına kadar tüm ayrıntılar Hornet’in sportif ve hırçın karakterini ortaya koyuyor. Yalnızca 16,6 kilogram iskelet ağırlığına sahip olan yeni Hornet’in, motor performansını yansıtacak şekilde ayarlanan yeni hafif çelik elmas bir iskeleti bulunuyor. Dik sürüş pozisyonuna uygun 795 mm sele yüksekliği ile doğal oturma pozisyonu için geride konumlandırılan ayaklıklar ve geniş gidonlar farklı sürücülerin gereksinimlerini karşılıyor. Çeviklik ve geri bildirim için yeni çelik salıncakla birlikte ayarlanabilir ön yüke sahip arka amortisör, eğlence faktörünü en üst düzeye çıkarıyor. LED aydınlatmalar ve sinyaller otomatik olarak kapanırken; üstün sürüş güvenliği için ise Acil Durum Fren Sistemi bulunuyor.
Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) aracılığı ile hem Android hem de ilk kez IOS cihazlar için sunulan gelişmiş bağlanabilirlik özellikleri ile pratik, okunaklı ve tüm sürüş bilgilerini sürücüye anlık olarak aktaran 5 inçlik yüksek çözünürlüklü TFT renkli ekran sürüş keyfini destekliyor. Sürücünün tercihine göre analog veya grafik bar olmak üzere dört tip hız/devir ekranının yanı sıra yakıt göstergesi/tüketimi, sürüş modu seçimi/motor parametreleri, vites seçimi ve devir sayacında vites değişim uyarısı bilgileriyle gösterge ekranı kişiselleştirilebiliyor. Panel, sol gidondaki kumanda üzerinden yönetilirken; Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) sayesinde sürüş anında telefon görüşmeleri, mesajlar, müzik ve navigasyonun sesli kontrolü gibi işlevlere erişim sağlanabiliyor.
Haber
YAMAHA MOTOR ÜRETİMDE YEŞİL ALÜMİNYUMA GEÇTİ

Karbon Nötr hedefine yönelik her geçen gün önemli yeşil adımlar atan ve sürdürülebilir projeler geliştiren Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyumkullanmaya başladığını duyurdu.Sürdürülebilirlik alanında üretim sürecinde yeşil alüminyuma geçen ilk Japon şirket olanYamaha Motor, 2050 yılına kadar kullanımı daha geniş bir üretim prosesine yaymayı planlıyor.
Mobilite sektöründe geleceği şekillendiren öncü projelere imza atan Yamaha Motor, 2050 Çevre Planı çerçevesinde üretim ve ticari odaklı tüm faaliyetlerinde karbon nötrlüğünü hedefliyor.CO2 seviyeleri ve çevresel ayak izini azaltmanın yanı sıra karbon dengelemesine olanak tanıyan teknolojiler ve projeler geliştirmeye odaklanan Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyuma geçiş yaparak önemli bir adım attı. Yeşil alüminyum, geleneksel olarak rafine edilmiş alüminyuma kıyasla yaklaşık yüzde 60 daha az karbondioksit yayıyor ve yenilenebilir enerji kullanılarak rafine ediliyor. Alüminyum parçalar, motosiklet ürünlerinin toplam araç ağırlığının yüzde 12 ile yüzde 31 kadarını oluşturuyor. Üretimde yeşil alüminyumun benimsenmesi, ürün yaşam döngülerinin bir parçası olarak hammadde üretimi sırasında karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına olanak sağlıyor.
Yeşil alüminyumu ilk olarak yüksek hacimli modellerin ve arazi motosikletlerinin belirli parçalarının üretiminde kullanmaya başlayan Yamaha Motor, kısa vadeli süreçte tedarik hacminin izin verdiği ölçüde yeşil alüminyumun kullanım aralığını genişletmeyi planlıyor.Sürdürülebilir yaşam döngüsüne yönelik atılan bu önemli adımın,2050 yılına kadar tüm ticari faaliyetlerinde karbon nötrlüğü elde etme çabalarının ve 2050 yılına kadar yüzde 100 sürdürülebilir malzemeye geçiş hedefinin bir parçası olduğunun üstünü çizen Yamaha Motor Türkiye Genel Müdürü Hakan Kaya, “İnsanlara heyecan verici, özgür ve daha tatmin edici bir yaşam sunma vizyonu ile hareket eden markamız bu misyona ulaşmak için çevre odaklı girişimlere her geçen gün yenisini ekliyor. Geçtiğimiz yıl kurulan Yamaha Motor Sürdürülebilirlik Fonuda bu alanda atılan oldukça önemli bir gelişmeydi. Fon, çevresel sorunları çözmeye çalışan, çok sayıda şirketle iş birliğine dayalı ilişkiler geliştirmeyi ve daha iyi bir dünya yaratmaya katkıda bulunmayıamaçlıyor. Şimdi ise üretimde gerçekleştirdiğimiz yeşil alüminyuma geçiş süreciyle sürdürülebilirlik gelişimimizi bir adım daha ileri taşıdık. İnsana ve çevreye iyi gelecek teknolojiler üretmek tek amacımız” dedi.