Haber
Bosch Ridecare çözümü ile paylaşılan araçlarda güvenli yolculuk

Dünyada bir ilk: Bosch Ridecare servisleri, araçtaki hasarı ve araç içindeki sigara dumanını bir sensör kutusu yardımıyla algılıyor
Paylaşımlı araç kullanan kişiler, yolculuk ettikleri otomobilin trafiğe elverişli olmasını ve sigara kokmamasını bekler. Aracın çiziği ya da vuruğu bulunması veya birisinin içeride sigara içmiş olması, aşırı derecede can sıkıcı bir durumdur. Bosch’un filo operatörleri ve mobilite servisi sağlayıcıları için geliştirdiği yeni Ridecare çözümleri sayesinde, bu istenmeyen durum geçmişte kalacak. Her kullanıcı için daha güvenli ve daha keyifli bir sürüş böylece mümkün olacak.
İlk standart Ridecare özelliği, duman ve hasar tespitidir. Bunun için Bosch, araçtaki bir sensör kutusunu, yapay zekâ kullanarak bulut tabanlı veri analiziyle birleştiriyor. Bu, paylaşım sağlayıcılarının, bir aracın hasar görüp görmediği veya içinde sigara içilip içilmediği konusunda, gerçek zamanlı olarak bilgi almasını sağlıyor. Onarımlar veya temizlik, daha sonra hızlı ve talebe daha uygun olarak yapılıyor ve filo yönetimi optimize ediliyor.
Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Harald Kroeger, “Araç paylaşımında, müşteri memnuniyetinin en önemli noktalarından biri, kullanıcıların her zaman güvenli ve keyifli bir sürüş deneyimi yaşamalarını sağlamaktır. Bosch, Ridecare çözümleriyle araç paylaşım pazarında daha da iyi bir müşteri deneyimi için yeni bir standart belirliyor.” ifadelerini kullandı. Teknoloji ve servis tedarikçisi Bosch, duman ve hasar algılama sisteminin üretim versiyonunu başlatmak amacıyla halen Asya, Kuzey Amerika ve Almanya’daki önde gelen araç paylaşımı sağlayıcılarıyla pilot projeler üzerinde çalışıyor. Bosch ayrıca yakın zamanda TÜV SÜD’ten, bu filo hizmetlerinin güvenilirliğine ilişkin bir onay da dahil olmak üzere resmi onay aldı.
Ridecare şeffaflık sunuyor
Araç paylaşım sağlayıcıları, belirli bir kiralama süresi boyunca araçlarının hasar görüp görmediği veya içinde sigara içilip içilmediği hakkında genellikle çok az bilgi alır. Kullanıcılar genellikle arabada büyük hasarları bildirirken, araç paylaşım sağlayıcılarının sözde küçük hasarları onarmanın maliyetiyle uğraşması gerekir. Müşteriler arasında bir başka büyük memnuniyetsizlik kaynağı da önceki sürücünün gizlice sigara içtiği bir aracı kullanmaktır. Bu gibi durumlarda, profesyonel iç temizliğin maliyeti genellikle birkaç yüz avroya ulaşabilir.
Bosch, Ridecare çözümleriyle artık araç paylaşım sağlayıcılarına varsayım yerine netlik sunabiliyor. Araçtaki bir sensör kutusu hem içerideki sigara dumanını hem de dışarıdaki hasarı algılıyor. Bu tür hasarların tek bir sensör ünitesiyle tespit edilmesi sektörde bir ilki oluşturuyor. Şimdiye kadar mevcut olan çözümler, dumanı veya kazaları tespit edebiliyordu ancak ikisini birden sağlayamıyordu. Kroeger, “Bosch’un birleşik duman ve hasar algılama sistemi hem araçtaki hasarı hem de içerideki dumanı güvenilir bir şekilde algılayabilen ve kesin bir şekilde raporlayabilen dünyanın ilk üretim çözümüdür.” ifadelerini kullandı. Kutudaki sensörlerin hassaslığı sayesinde, sadece kazaları değil, park ederken kaza sonucu oluşan hasarları bile algılamak mümkün hale geldi. Bu durum, şehir merkezine park edilmiş ve henüz kiralanmamış paylaşımlı bir aracın karıştığı küçük çarpışmaları da içeriyor. Sonuç olarak araç paylaşım sağlayıcıları, hasara kimin neden olduğunu veya araçta sigara içtiğini doğrudan belirleyebiliyor.
Bosch, yapay zekâyı nesnelerin interneti ile birleştiriyor
Bosch’un yenilikçi filo hizmetleri, paylaşılan araçların iç ön camına kalıcı olarak yerleştirilmiş bir sensör kutusunun yanı sıra bulutta veri analizi için akıllı yazılımdan oluşuyor. Araç içindeki kazalar veya dumanla ilgili sensör bilgileri bir bulut sistemine iletildiği anda Bosch, herhangi bir etkinin şiddetini öğrenmek ve bunu filo operatörü için sınıflandırmak üzere yapay zekâ yöntemlerini kullanabiliyor. Akıllı algoritmalar hem aracın sürüş dinamikleri verilerini hem de yolun durumu gibi ek bilgileri içeriyor. Bu, araç paylaşım sağlayıcılarının hasarın yalnızca kozmetik olup olmadığını veya aracın kullanılabilir olmasını sağlamak için derhal değerlendirilmesi ve onarılması gerekip gerekmediğini tam olarak bilebileceği anlamına geliyor. Kroeger, “Ridecare servisleri, yapay zekâ ve nesnelerin internetinin birleşimi olan AIoT’nin potansiyelinin bir başka göstergesidir. Artık paylaşım hizmetleri kullanıcıları da bunun faydalarını yaşayacak.” dedi. Ayrıca, yapay zekâ veri analizi sayesinde Bosch, örneğin arka tampon veya alt gövde gibi aracın tam olarak neresinden hasar gördüğünü de belirleyebiliyor. Bu, hasarın belgelendirilmesini ve değerlendirilmesini kolaylaştırıyor. Sensör kutusundaki veriler daha sonra hasarın görüntüleriyle birleştirilirse filo ve mobilite hizmeti operatörleri, talep üzerine tahmini onarım maliyetleri de tahsil edebilme imkanına kavuşuyor.
Filo yönetimi için dijital çözüm
Kullanılabilirliğini artırmanın ve arıza süresini en aza indirmenin tek yolu olması nedeniyle, araç paylaşım sağlayıcıları için filodaki her bir aracın hasara ilişkin hızlı ve şeffaf dokümantasyonu son derece önemlidir. Hasar sınıflandırmasına ek olarak Ridecare hizmetleri, araç paylaşım sağlayıcısına kazanın tam olarak nerede ve ne zaman gerçekleştiğini ve arabada ne zaman sigara içildiğini de söylüyor. Bu bilgi, filo yöneticilerinin ve mobilite servisi sağlayıcılarının araçlarını her zaman mükemmel durumda tutmalarına, sürücü ve yolcuların refahını artırmalarına olanak tanıyor.
Mobilite servisleri Avrupa liderliğinde büyüyor
Koronavirüs pandemisi sırasında talepteki düşüşe rağmen, uzmanlar araç paylaşım pazarında bir patlama öngörüyor. Avrupa’da özel otomobilin yerini alan mobilite servisleri pazarı, şu anda 17 milyar doları Alman pazarında olmak üzere toplamda 127 milyar dolar değerinde. Danışmanlık şirketi Strategy&, bu satış potansiyelinin 2035 yılına kadar Avrupa genelinde dört kattan fazla artarak 549 milyar dolara ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Haber
Honda’nın efsane Hornet modeli yeniden Türkiye’de

Honda’nın CB750 Hornet modeli, sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı ile tüm sürüş koşullarında üstün bir keyif sunan tamamen yeni motoru ve tasarımıyla Türkiye yollarına çıkıyor. 755 cc motoru ile güçlü bir performans sunan Hornet’in Street-Fighter tasarımındaki keskin hatları dikkat çekerken; yeni tasarım yüksek çekiş gücüyle kullanım kolaylığı ve ultra hafif iskeletiyle performanslı sürüş özellikleri sergiliyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerinde satışa sunuluyor.
Honda’nın ilk kez 1998 yılında Avrupa yollarına çıkan ve efsane modelleri arasında yer alan Hornet, yenilenen tasarımıyla geri dönüyor. Kompakt ve naked tarzıyla kullanıcıların beğenisini kazanan Hornet, yıllar içerisinde Honda mühendislerinin teknolojileri ile geliştirilerek Honda’nın mirasındaki önemli modellerden biri haline geldi. İtalya Roma’daki Ar-Ge tesisinde özellikle genç sürücülerin beklentileri doğrultusunda güçlendirilen ve tasarımı yenilenen CB750 Hornet, keskin çizgilere sahip minimalist görünüm ile modern bir streetfighter tarzını ortaya koyuyor. Honda’ya özgü denge, stabilite ve yol tutuşu özellikleriyle sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı sayesinde tüm sürüş koşullarında sürücüsüne üstün bir sürüş keyfi sağlıyor. Honda için streetfighter konseptini temsil eden yeni CB750 Hornet, Honda’nın günümüz tüketici ihtiyaçları ile mirasını sentezleyen model olmasıyla öne çıkıyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerindeki yerini alıyor.
Honda, motosiklette liderliğini korumayı hedefliyor
Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde gerçekleştirilen CB750 Hornet modelinin tanıtım toplantısında konuşan Honda Türkiye Başkanı Satoru Yamada, geçtiğimiz yıl Honda’nın yaklaşık 21 milyon yeni motosiklet müşterisinin hayatına dokunduğunu belirtti. Honda’nın Türkiye motosiklet pazarındaki faaliyetinin 30’uncu yılında, 500 bininci motosiklet satışından ve 8 yıldır aralıksız devam eden pazar liderliğinden gurur duyduklarını da söyleyen Başkan Yamada “Honda Türkiye olarak önümüzdeki dönemde pazar payımızı yüzde 35’e çıkararak pazardaki lider konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Bunun için farklı müşteri taleplerini karşılamak üzere 2023 yılında farklı segmentlerde 10 yeni modelimizi Türkiye pazarına sunarak en geniş ürün yelpazemize ulaşacağız” dedi. Başkan Yamada ayrıca, Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde Türkiye’de daha sağlıklı bir motosiklet kültürü oluşturmak için daha güçlü çalışmalar yürütmeyi hedeflediklerinin ve pazar lideri olarak sağlıklı pazar yaratmanın sorumluluğuna inandıklarının da altını çizdi.
92 beygir gücüyle sınıfın en güçlü motosikleti
Honda mühendisleri, Hornet’e yüksek performans sağlayan keyifli ve tamamen yeni paralel iki silindirli bir motor geliştirdi. 92 beygir gücüne ulaşan yeni Hornet, sınıfının en güçlü motosikleti olmasıyla dikkat çekerken; hem sürücülerin yüksek performans beklentisini hem de aynı zamanda orta devirlerde yüksek çekiş gücüyle pratik bir kullanım sunmak üzere tasarlandı. Tamamen yenilenen kompakt ve hafif iki silindirli 755 cc motora sahip Hornet, 9.500 d/d’de ürettiği 92 HP (67,5 kW) maksimum güç ile mirasını korumaya devam ediyor. Motor aynı zamanda 7.250 d/d’de 75 Nm tork değeriyle alt ve orta devirler dahil tüm sürüş koşullarında yüksek çekiş gücü sunuyor.
Yeni CB750 Hornet modelinin yenilenmesi için Honda’nın motosiklet üretimi ve geliştirme konusundaki bilgi birikimi ve deneyimi öne çıkarken; özel egzoz ile birlikte patentli Vortex Akış Kanalları hava akışını hava kutusuna eşit olarak dağıtarak hassas gaz tepkisi ve yüksek çekiş gücü sağlıyor. İki silindirli motorda CBR1000RR-R Fireblade modelinden aktarılan Nikel-Silisyum karbür kaplamadan yararlanılırken; 8 supaplı silindir kafası sayesinde tüm bunlar kompakt bir yapıda bir araya geliyor. Kaydırmalı debriyaj özelliği, yumuşak bir his sunarken; vites geçişlerde kolaylık ve sert fren veya hızlı vites düşürme anında arka tekerleğin kilitlenmemesini sağlıyor. Hornet, 4,35 lt/100km yakıt tüketimi değeri (WMTC modu) ve 15,2 litrelik yakıt deposuyla 340 km’nin üzerinde bir menzil sunuyor.
Yeni Hornet’te ayrıca, 4 farklı sürüş modu bulunuyor. Entegre Ön Tekerlek Kalkış Kontrolü ile programlı Motor Gücü, Motor Freni ve Honda Seçilebilir Tork Kontrolü kombinasyonlarını içeren Standart, Spor ve Yağmur sürüş modunun yanı sıra sunulan Kullanıcı modunda ise sürücünün koşullara ve sürüş tarzına uygun olarak tercih ettiği kombinasyon seçilebiliyor. Bu modlar, sol gidon anahtarı ve TFT ekranı üzerinden yönetilebiliyor.
Modern tasarımı ve gelişmiş donanımı ile yeni streetfighter: Hornet
Eşekarısı kanadından esinlenilerek tasarlanan yakıt deposunun çizgileri imza niteliği taşırken; keskin tasarımlı ön grenajdan zarif kuyruk tasarımına kadar tüm ayrıntılar Hornet’in sportif ve hırçın karakterini ortaya koyuyor. Yalnızca 16,6 kilogram iskelet ağırlığına sahip olan yeni Hornet’in, motor performansını yansıtacak şekilde ayarlanan yeni hafif çelik elmas bir iskeleti bulunuyor. Dik sürüş pozisyonuna uygun 795 mm sele yüksekliği ile doğal oturma pozisyonu için geride konumlandırılan ayaklıklar ve geniş gidonlar farklı sürücülerin gereksinimlerini karşılıyor. Çeviklik ve geri bildirim için yeni çelik salıncakla birlikte ayarlanabilir ön yüke sahip arka amortisör, eğlence faktörünü en üst düzeye çıkarıyor. LED aydınlatmalar ve sinyaller otomatik olarak kapanırken; üstün sürüş güvenliği için ise Acil Durum Fren Sistemi bulunuyor.
Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) aracılığı ile hem Android hem de ilk kez IOS cihazlar için sunulan gelişmiş bağlanabilirlik özellikleri ile pratik, okunaklı ve tüm sürüş bilgilerini sürücüye anlık olarak aktaran 5 inçlik yüksek çözünürlüklü TFT renkli ekran sürüş keyfini destekliyor. Sürücünün tercihine göre analog veya grafik bar olmak üzere dört tip hız/devir ekranının yanı sıra yakıt göstergesi/tüketimi, sürüş modu seçimi/motor parametreleri, vites seçimi ve devir sayacında vites değişim uyarısı bilgileriyle gösterge ekranı kişiselleştirilebiliyor. Panel, sol gidondaki kumanda üzerinden yönetilirken; Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) sayesinde sürüş anında telefon görüşmeleri, mesajlar, müzik ve navigasyonun sesli kontrolü gibi işlevlere erişim sağlanabiliyor.
Haber
YAMAHA MOTOR ÜRETİMDE YEŞİL ALÜMİNYUMA GEÇTİ

Karbon Nötr hedefine yönelik her geçen gün önemli yeşil adımlar atan ve sürdürülebilir projeler geliştiren Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyumkullanmaya başladığını duyurdu.Sürdürülebilirlik alanında üretim sürecinde yeşil alüminyuma geçen ilk Japon şirket olanYamaha Motor, 2050 yılına kadar kullanımı daha geniş bir üretim prosesine yaymayı planlıyor.
Mobilite sektöründe geleceği şekillendiren öncü projelere imza atan Yamaha Motor, 2050 Çevre Planı çerçevesinde üretim ve ticari odaklı tüm faaliyetlerinde karbon nötrlüğünü hedefliyor.CO2 seviyeleri ve çevresel ayak izini azaltmanın yanı sıra karbon dengelemesine olanak tanıyan teknolojiler ve projeler geliştirmeye odaklanan Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyuma geçiş yaparak önemli bir adım attı. Yeşil alüminyum, geleneksel olarak rafine edilmiş alüminyuma kıyasla yaklaşık yüzde 60 daha az karbondioksit yayıyor ve yenilenebilir enerji kullanılarak rafine ediliyor. Alüminyum parçalar, motosiklet ürünlerinin toplam araç ağırlığının yüzde 12 ile yüzde 31 kadarını oluşturuyor. Üretimde yeşil alüminyumun benimsenmesi, ürün yaşam döngülerinin bir parçası olarak hammadde üretimi sırasında karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına olanak sağlıyor.
Yeşil alüminyumu ilk olarak yüksek hacimli modellerin ve arazi motosikletlerinin belirli parçalarının üretiminde kullanmaya başlayan Yamaha Motor, kısa vadeli süreçte tedarik hacminin izin verdiği ölçüde yeşil alüminyumun kullanım aralığını genişletmeyi planlıyor.Sürdürülebilir yaşam döngüsüne yönelik atılan bu önemli adımın,2050 yılına kadar tüm ticari faaliyetlerinde karbon nötrlüğü elde etme çabalarının ve 2050 yılına kadar yüzde 100 sürdürülebilir malzemeye geçiş hedefinin bir parçası olduğunun üstünü çizen Yamaha Motor Türkiye Genel Müdürü Hakan Kaya, “İnsanlara heyecan verici, özgür ve daha tatmin edici bir yaşam sunma vizyonu ile hareket eden markamız bu misyona ulaşmak için çevre odaklı girişimlere her geçen gün yenisini ekliyor. Geçtiğimiz yıl kurulan Yamaha Motor Sürdürülebilirlik Fonuda bu alanda atılan oldukça önemli bir gelişmeydi. Fon, çevresel sorunları çözmeye çalışan, çok sayıda şirketle iş birliğine dayalı ilişkiler geliştirmeyi ve daha iyi bir dünya yaratmaya katkıda bulunmayıamaçlıyor. Şimdi ise üretimde gerçekleştirdiğimiz yeşil alüminyuma geçiş süreciyle sürdürülebilirlik gelişimimizi bir adım daha ileri taşıdık. İnsana ve çevreye iyi gelecek teknolojiler üretmek tek amacımız” dedi.
Haber
R25 KADINLAR KUPASI PİSTLERE KADIN YARIŞÇILAR KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEK

Kadınları pist yarışlarıyla buluşturan R25 Kadınlar Kupası her yıl onlarca kadına fırsat yaratıyor. Öğrencisi, öğretmeni, beyaz yakalısı her yaştan motosiklet sevdalısı kadın pist deneyimi yaşayarak kıyasıya rekabete giriyor. Türkiye’de ve Avrupa’da ilk olan R25 Kadınlar Kupası her yıl düzenlenerek yüzlerce kadına fırsat yaratmayı ve Avrupa pistlerine yarışçı kazandırmayı hedefliyor.
Yamaha Motor Türkiye’nin geçtiğimiz yıl, Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF), TMF Milli Takımlar Kaptanı ve Dünya Supersport Şampiyonu Kenan Sofuoğlu ve Anlas Anadolu Lastik iş birliği ile hayata geçirdiği R25 Kadınlar Kupası’nda bu yıl da yine kıyasıya mücadele vardı. Yarış deneyimine hasret olan 14 kadın 5 ayak boyunca İzmir Ülkü pistinde ter döktü. Her biri farklı alanlarda görev alan beyaz yakalı ya da üniversite öğrencisi kadınlarönemli tecrübelerle sezonu kapattı. Yamaha Motor Türkiye’nin kadın yeteneklere ön ayak olmak içindüzenlediği organizasyonda A grubunda şampiyonluğu Sahra Su Önkaya, ikinciliği İlayda Yağmur Yılmaz, üçüncülüğü ise Fatma Baştepe aldı. B grubunda ise birinciliği NilşanBoyraz alırken ikinciliği Kardelen Apaydın, üçüncülüğü Ece Kartaçaldı.
Kuruluşundan bu yana yarışmaya ve meydan okumaya odaklanan Yamaha Motor teknolojisinde de bu ruhtan besleniyor. 72 yılda sayısız uluslararası organizasyonda yarışan Yamaha, dünyaya önemli yarışçılar kazandırdı. Yamaha’nın en son gururu ve başarısı da milli sporcumuz Toprak Razgatlıoğlu oldu. Türkiye’de motor sporlarının gelişmesinde, sevilmesinde önemli bir sıçrama noktası olan Toprak’tan sonra sıra kadın yarışçılara geldi. Geçtiğimiz yıla kadar gönlünde pist ve motosiklet sevdası olan kadınlar herhangi bir destek ve uygun platform bulamazken Yamaha Motor Türkiye geçtiğimiz yıl, Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF), TMF Milli Takımlar Kaptanı ve Dünya Supersport Şampiyonu Kenan Sofuoğluve Anlas Anadolu Lastik güçlerini birleştirdi ve R25 Kadınlar Kupası’nı hayata geçirdi. Bu geçen 2 yılda onlarca kadın pistte sürmenin ve yarış heyecanının tadına vardı. Hepsi farklı sosyal statüden gelen kurumsal hayatta çeşitli pozisyonlarda görev alan ya da öğrenci olan 18-45 yaş arası kadınlar sınırları olmadığını, motosiklet kullanmanın ya da yarışmanın cinsiyeti olmadığını gösterdi.
Türkiye’de motosiklet kullanım oranı gittikçe artıyor ve bunun neredeyse tamamını erkek sürücüler oluşturuyor diyen Yamaha Motor Türkiye Ülke Direktörü Hakan Kaya, “Kadın sürücülerin oranı ise neredeyse yok denecek kadar az. Yeterli pist bulunmayan ülkemizde yarışmak isteyen ve yeteneği olan sürücüler ne yazık ki fırsat yakalayamıyor. R25 Kadınlar Kupası Türkiye’de bir ilk… Pist deneyimi ve yarış fırsatına kavuşan kadınlar iki yıldır başvurulara yoğun ilgi gösteriyor. R25 Kadınlar Kupası sürdürülebilir bir organizasyon olarak her yıl düzenleyerek kadınlar için fırsat yaratmaya devam edeceğiz. Organizasyonu büyütmeyi ve geliştirmeyi hedefliyoruz.” dedi. Yamaha Motor Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapan bir diğer önemli projesi ise “Kadınlara Ücretsiz Güvenli Sürüş Eğitimleri”. Daha eşitlikçi bir yol paylaşımı sağlamak, pandemi ile birlikte artış gösteren kurye sektöründe kadın istihdamına yönelik fayda sağlamak ve kadınları cesaretlendirmek amacıyla Yamaha Motor Türkiye kadınlara 2 yılı aşkın süredir ücretsiz motosiklet eğitimi veriyor. Motosiklet eğitimi almak isteyen kadınlar için hafta içi belirlenen günlerde, Yamaha Riding Academy’de, doğru ve güvenli motosiklet kullanımı için gerekli olan tüm teorik ve pratik bilgilerin verileceği 1 günlük ücretsiz eğitimler veriliyor.
R25 Kadınlar Kupası’na destek olmaktan büyük gurur duyduklarını belirten Anlas Pazarlama ve İhracat Müdürü Fatih Ergün, “Anlas olarak, motosiklet sürücülerinin duygularını benimseyerek ve ihtiyaçlarını belirleyerek ilerlemek her zaman önceliğimiz olmuştur.Kadınların, motosiklet tutkuları da gün geçtikçe artmaktadır ancak bunu gerçekleştirecek platform bulmaları ne yazık ki kolay olmamaktadır.Yüzde 100 yerli sermayesi ile dünyanın yarış lastiği üretme ve geliştirme teknolojisine sahip sayılı motosiklet lastiği üreticilerinden biri olan Anlas olarak, Sayın Kenan Sofuoğlu liderliğinde yüzde 100 yerli kaynaklarımız ile geliştirdiğimiz VientoSport yarış lastiklerimiz ile bu duyguya sahip kadın sürücülerinin tutkularını gerçeğe çevirme fırsatı veren bu çok değerli oluşumun içerisinde yer almaktan gurur duyuyoruz. İleriki dönemlerde de hem ulusal hem de uluslararası platformlarda yine kadın sürücülerimizin destekçisi olmaya devam edeceğiz.”
R25 KADINLAR KUPASI A GRUBU BİRİNCİSİ SAHRA SU ÖNKAYA
20 yaşındaki genç sporcu Tekirdağ’da yaşıyor. Halen eğitimine devam eden Sahra 9 yıldır motosiklet kullanıyor. Ailesinde motosiklet kullanan kimse olmamasına rağmen küçük yaşlarda motosiklet süren çok bir ablası sayesinde motosiklet ile tanıştı. R25 kadınlar kupası hayallerini gerçekleştirmemi sağladı diyen Sahra Su, organizasyonun bir çok kadının bu sporda önünü açtığını düşünüyor.
R25 KADINLAR KUPASI A GRUBU İKİNCİSİİLAYDA YAĞMUR YILMAZ
21 yaşında bir tanıdığının motosikletine artçı olmasıyla hikayesi başladı ve her geçen gün motosiklet bir tutku haline dönüştü. 9 yaşından beri farklı branşlarda yarışan bir sporcu olan İlayda motorsporlarının da içinde olmak istedi ve 26 yaşında ilk yarışına çıktı. Türkiye’de İlk yarışında kazanınca bu spora iyice gönülden bağlandı ve Avrupa pistlerinin hayalini kurmaya başladı. 2019 senesinde Women’sEuropeanChampionship’e katılmaya hak kazanarak Türkiye’nin bu branştaki ilk kadın milli sporcusu oldu. İlayda Yamaha R25 Kupası sayesinde Türkiye’den başarılı birçok kadın sporcu çıkacağına inanıyor.
R25 KADINLAR KUPASI A GRUBU ÜÇÜNCÜSÜ FATMA BAŞTEPE
Fatma Baştepe 19 yaşında Denizlili, spor lisesi mezunu üniversiteye hazırlanıyor. Ailesi ve arkadaş çevresi motosiklet kullanıyor, çocukluğundan beri motosikletle iç içe. İlk motosikletini lisede aldı, onu eğiten ve pistlerle buluşturan dayısı oldu. Annesi ve babası gençliklerinden beri kullanmalarına rağmen başta Fatma’nın yarışmasından biraz korktular. Sonra bu duruma alıştılar. Kuryelik yapıyor, üniversiteye başlayana kadar da devam etmeyi planlıyor, okul için para biriktiriyor.
R25 KADINLAR KUPASI B GRUBU BİRİNCİSİNİLŞAN BOYRAZ
Fitness ve kickboksantrenörü olarak çalışan Nisan Boyraz aynı zamanda öğrenci. İşe gidip gelirken scooter kullanıyor. Ailesi yarışla ilgilendiğini öğrenince önce korktu ve inanmadı ancak Nilşan’ın azmini gördükçe algıları değişti. Nilşandüzgün ve yeterli antrenman yaparak neler yapabileceğini görmek ve en iyi olmak için çalışıyor.
R25 KADINLAR KUPASI B GRUBU İKİNCİSİ KARDELEN AYDIN
İzmir’de yaşayan Kardelen gastronomi öğrencisi ve aynı zamanda sürücü kursunda eğitmenlik yapıyor. 18 yaşındaki sporcu 8 yıldır motosiklet kullanıyor. Kardelen motosikletle babası sayesinde 7-8 yaşlarımda tanıştı. Kardelen bu sporda yetenek ve sıkı çalışma kadar önemli olan bir şey daha varsa o da sportmenlik ve dürüstlük diyor. Etrafındaki insanların üzüntü ve mutluluk için döktüğü her göz yaşını gördükçe aslında ne kadar duygusal bir iş yaptığımızı anladığını da ekliyor. Hayali hem dünya şampiyonu olmak hem de gastronomi alanında ilerleyerek dünyaca ünlü şef olmak.
R25 KADINLAR KUPASI B GRUBU ÜÇÜNCÜSÜECE KARTAÇ
Ece Kartaç 2001 doğumlu, İstanbul Üniversitesi Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği’nde okuyor. Onu motosikletle dedesi tanıştırdı. Ailesinde sırf annesi ve babası değil babaannesi dahil tüm büyükleri onu destekledi. Ailesi ile birlikteMotoGP,Superbike ve Formula yarışlarını yakından takip ettiğiiçin pistin aslında daha güvenli olduğunu biliyorlardı ve yarışması her şekilde desteklendi. Babaannesi yarışın mesleği olmasını istiyordu. Annesi videolarını çekip arkasına binerekonunla viraj yapıyor. Kadınlar kupası ona öncelikle freni en verimli şekilde kullanmayı, pes etmemenin aslında düşünüldüğünden daha zor olduğunu, şampiyonların asla kendinden vazgeçmediğini öğretti. Riskleri almanın doğru zamanını öğrendiğini söylüyor bu kupa sayesinde. Hayali öncelikle Türkiye’de şampiyon olmak, sponsor bulup karma gruplarda hem Türkiye’de hemde Balkan Şampiyonasında yarışmak.