Haber
Formula 1’de Verimlilik, Çeviklik ve Güvenlik Teknolojiyle Mümkün

Formula 1 2021 sezonunun ilk yarısında heyecan doruktaydı. Formula 1’de heyecan bu hafta sonu ise İstanbul’da yaşanacak.
Red Bull Racing Honda takımın başarısını belirleyen önemli etmenler arasında arabanın tasarımı, analizi ve sezon boyunca olan gelişimi yer alıyor. Her pistin birbirinden farklı olması, 2021 Red Bull Racing Honda F1 arabası RB16B’nin farklı bir kurulumu olmasını gerektiriyor. 2021’de COVID-19 pandemisinin izin vereceği ölçüde dört kıtada toplam 23 yarış planlanıyor.
Stratejik Ortaklık Başkanı Zoe Chilton, şunları söylüyor: “Bu, her biri kendine has özelliklere sahip; farklı şekilleri, yükseklikleri, düzenleri, eğimleri ve sıcaklıkları olan 23 farklı pist anlamına geliyor. O kadar çok değişken var ki arabanın yeni her yarış pistine gittiğimizde uyarlanması gerekiyor. Tüm sezon boyunca aynı arabayla yarışmak imkansız. Bu, işe yaramıyor. Arabanın şasisi, şanzımanı, motoru ve lastikleri gibi en temel unsurları, sezon boyunca aynı kalır. Ancak arabanın arka kanadı, ön kanadı ve zemini gibi aerodinamik paketi ile gövde aksamı değişir. Bir yarışın ardından bir sonraki yarış için yapılan uyarlamalar, Red Bull Racing Honda’yı spesifik her bir yarış pistine göre uyarlayıp performansından en iyi şekilde yararlanmaya olanak tanır. RB16B’de, sezon boyunca yarış başına toplamda 1000 yeni parça ve yaklaşık 30 bin değişiklik yer alacak.”
Hesaplamalı akışkanlar dinamiği (HAD), yarışın düzenlendiği hafta sonu boyunca değişiklikler gerçekleştirilmeden bunların analiz ve test edilmesi açısından hayati önem taşıyor. Takım bu süreci, tamamen sanal bir dünyada arabadaki tasarım unsurlarını test etmek için kullanıyor. Arabanın dijital bir ikinizi oluşturabiliyorlar ve arabanın içinden geçen havayla etkileşiminin etkisini simülasyonda oluşturabiliyorlar. Temelde sanal bir aerodinamik deney tünelinden söz ediyoruz. Citrix gibi inovasyon ortaklarının desteğiyle HAD’ın kullanımı ve verimliliği yıllar içerisinde kayda değer ölçüde yükseldi.
F1 arabasının birçok parçası yalnızca CFD ile test ve simüle edilmekle birlikte diğer parçaları, bir hava “jetinin” içinden geçtiği bir aerodinamik deney tünelinde analiz ediliyor. “Jet” oluşturmak için güçlü bir fan kullanılır. Yüksek kaliteli hava akışı için ise çeşitli tekniklerden yararlanılıyor.
FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) düzenlemelerine göre rüzgarın hızı, saniyede 50 metre (saatte 180 km) ile sınırlı. Yarış arabasının yüzde 60 ölçekte küçültülmüş bir modeli, tüneldeki çalışan bölüme monte edilerek, iğne adı verilen dikey bir ışın kullanılarak yukarıdan askıda bırakılır. Bu işlem, modelin test tamburunun tam üzerinde durmasına olanak tanıyarak pisti simüle etmeye olanak tanıyor. Model, birden fazla yöne doğru hareket edebilir ve mühendisler, modeli farklı irtifalarda test ederek pist üzerindeki performansı simüle ediyor. Geçtiğimiz yıllarda, aerodinamik gelişim miktarı, aerodinamik deney tüneli kullanımı ve saati sınırsız hale getirildi. Bunun sonucunda, en büyük takımlar aerodinamik deney tünellerini haftanın 7 günü, günde 24 saat ve bazı durumlarda birden fazla tünelle bir arada çalıştırabildi.
Geçen yıllarda yeni FIA kısıtlamaları doğrultusunda F1 takımları, aerodinamik deney tünelinde haftada 65 çalışmayla sınırlandırıldı. 2020’de, bütçe kotasının da uygulanmaya başlanmasıyla varsayılan çalıştırma sayısı, haftada yalnızca 40 çalışmayla yüzde 30’un üzerinde düşürülmüş oldu. 2021’de her bir takımın aerodinamik deney tüneli çalıştırabilme süresi ve CFD test süresi, pistteki performansa göre belirleniyor. Bu doğrultuda, 2020 Constructor’s Şampiyonası için bu yıl aerodinamik deney tünelinde en az süre tanınmış oldu (2020’de tanınanın %90’ı, haftada 36 çalışma) ve en son bitiren takım, en yüksek süreyi almış oldu (2020’de izin verilen sürenin yüzde 112,5’i, haftada 45 çalışma). Constructor’s Şampiyonası için haftada 28 çalışmayla 2020 için izin verilen sürenin yüzde 70 ve şebekedeki en son takım için haftada 46 çalışmayla 2020’de tanınan sürenin yüzde 115 olmasıyla, 2022 için farklar daha da gözle görülür hale gelecek. Aerodinamik deney tüneli çalışmaları için tanınan CFD sürelerini değiştirmek mümkün olmadığı için takımların zamanlarını akıllıca kullanması gerekiyor.
Formula 1’de Red Bull’un ikinci takımı olan ve Red Bull Gençler Takımı için Red Bull’un genç sürücü adaylarını geliştirdiği takım olarak görülen Scuderia Alpha Tauri, Bedford’daki aerodinamik deney tünelini kullanarak Red Bull Racing Honda’ya katıldı. Scuderia Alpha Tauri, önceden yarış arabasının yüzde elli model versiyonunda bir aerodinamik deney tünelini kullanarak şebekede test yapan tek takımdı. Diğer tüm takımlar yüzde 60 modelini barındırabilen bir tesisi kullanıyordu. Testin yanı sıra aynı aerodinamik deney tünelini kullanmak, Red Bull takımlarının paradan inanılmaz düzeyde tasarruf etmesini sağlayarak, Formula 1’in kısa süre önce uygulamaya başladığı bütçe kotasının karşısında iyi bir olanak sunmuş oluyor.
Scuderia Alpha Tauri Red Bull Racing Honda’nın “kardeş takımı” olsa da, her iki takım da kendi tasarım sırlarını korumaya devam ediyor. Tüm bunların yanında FIA, takımlar arası veri paylaşımı konusunda katı düzenlemeler uyguluyor. Verilerin ayrı ve güvenli tutulması gerekiyor.
Genel
B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi? Bakan Soylu yanıtladı! Artık…

Son dönemde oldukça merak edilen konulardan biri de B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konu hakkında açıklama yaptı.
B Sınıfı ehliyet sahipleri 125 cc altı motor kullanabilir mi düşüncesi son zamanlarda çok fazla merak edilir durumda. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kanal D canlı yayınında Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’nın sorularını yanıtladı.
Konuyla ilgili Bakan Soylu’nun açıklaması şöyle;
125 cc altı motorlar var. İki tekerlekli kullanımı arttı. Şehir içi kullanılan Motor sayısı arttı. Birçok insan motor ehliyeti almak durumunda mıyım, diyor. Biz bunların kullanımının sahibi bir bakanlığız. Arkadaşlarımız çalıştı; Milli Eğitim Bakanımız ile konuştum. 125 cc altı motorlar B sınıfı ile kullanılabilecek. Sadece bir iki ek ders alacaklar. dedi…
Haber
Honda’nın efsane Hornet modeli yeniden Türkiye’de

Honda’nın CB750 Hornet modeli, sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı ile tüm sürüş koşullarında üstün bir keyif sunan tamamen yeni motoru ve tasarımıyla Türkiye yollarına çıkıyor. 755 cc motoru ile güçlü bir performans sunan Hornet’in Street-Fighter tasarımındaki keskin hatları dikkat çekerken; yeni tasarım yüksek çekiş gücüyle kullanım kolaylığı ve ultra hafif iskeletiyle performanslı sürüş özellikleri sergiliyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerinde satışa sunuluyor.
Honda’nın ilk kez 1998 yılında Avrupa yollarına çıkan ve efsane modelleri arasında yer alan Hornet, yenilenen tasarımıyla geri dönüyor. Kompakt ve naked tarzıyla kullanıcıların beğenisini kazanan Hornet, yıllar içerisinde Honda mühendislerinin teknolojileri ile geliştirilerek Honda’nın mirasındaki önemli modellerden biri haline geldi. İtalya Roma’daki Ar-Ge tesisinde özellikle genç sürücülerin beklentileri doğrultusunda güçlendirilen ve tasarımı yenilenen CB750 Hornet, keskin çizgilere sahip minimalist görünüm ile modern bir streetfighter tarzını ortaya koyuyor. Honda’ya özgü denge, stabilite ve yol tutuşu özellikleriyle sınıfının en iyi güç-ağırlık oranı sayesinde tüm sürüş koşullarında sürücüsüne üstün bir sürüş keyfi sağlıyor. Honda için streetfighter konseptini temsil eden yeni CB750 Hornet, Honda’nın günümüz tüketici ihtiyaçları ile mirasını sentezleyen model olmasıyla öne çıkıyor. Honda’nın efsane modellerinden olan CB750 Hornet, yeni tasarımı ve güçlenen motoruyla 18 Mart 2023 tarihinde 243 bin TL’den başlayan fiyatı ve Parlak İnci Beyazı, Grafit Siyah ve Sarı olmak üzere üç renk seçeneği ile Honda bayilerindeki yerini alıyor.
Honda, motosiklette liderliğini korumayı hedefliyor
Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde gerçekleştirilen CB750 Hornet modelinin tanıtım toplantısında konuşan Honda Türkiye Başkanı Satoru Yamada, geçtiğimiz yıl Honda’nın yaklaşık 21 milyon yeni motosiklet müşterisinin hayatına dokunduğunu belirtti. Honda’nın Türkiye motosiklet pazarındaki faaliyetinin 30’uncu yılında, 500 bininci motosiklet satışından ve 8 yıldır aralıksız devam eden pazar liderliğinden gurur duyduklarını da söyleyen Başkan Yamada “Honda Türkiye olarak önümüzdeki dönemde pazar payımızı yüzde 35’e çıkararak pazardaki lider konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Bunun için farklı müşteri taleplerini karşılamak üzere 2023 yılında farklı segmentlerde 10 yeni modelimizi Türkiye pazarına sunarak en geniş ürün yelpazemize ulaşacağız” dedi. Başkan Yamada ayrıca, Honda Motosiklet Gelişim Merkezi’nde Türkiye’de daha sağlıklı bir motosiklet kültürü oluşturmak için daha güçlü çalışmalar yürütmeyi hedeflediklerinin ve pazar lideri olarak sağlıklı pazar yaratmanın sorumluluğuna inandıklarının da altını çizdi.
92 beygir gücüyle sınıfın en güçlü motosikleti
Honda mühendisleri, Hornet’e yüksek performans sağlayan keyifli ve tamamen yeni paralel iki silindirli bir motor geliştirdi. 92 beygir gücüne ulaşan yeni Hornet, sınıfının en güçlü motosikleti olmasıyla dikkat çekerken; hem sürücülerin yüksek performans beklentisini hem de aynı zamanda orta devirlerde yüksek çekiş gücüyle pratik bir kullanım sunmak üzere tasarlandı. Tamamen yenilenen kompakt ve hafif iki silindirli 755 cc motora sahip Hornet, 9.500 d/d’de ürettiği 92 HP (67,5 kW) maksimum güç ile mirasını korumaya devam ediyor. Motor aynı zamanda 7.250 d/d’de 75 Nm tork değeriyle alt ve orta devirler dahil tüm sürüş koşullarında yüksek çekiş gücü sunuyor.
Yeni CB750 Hornet modelinin yenilenmesi için Honda’nın motosiklet üretimi ve geliştirme konusundaki bilgi birikimi ve deneyimi öne çıkarken; özel egzoz ile birlikte patentli Vortex Akış Kanalları hava akışını hava kutusuna eşit olarak dağıtarak hassas gaz tepkisi ve yüksek çekiş gücü sağlıyor. İki silindirli motorda CBR1000RR-R Fireblade modelinden aktarılan Nikel-Silisyum karbür kaplamadan yararlanılırken; 8 supaplı silindir kafası sayesinde tüm bunlar kompakt bir yapıda bir araya geliyor. Kaydırmalı debriyaj özelliği, yumuşak bir his sunarken; vites geçişlerde kolaylık ve sert fren veya hızlı vites düşürme anında arka tekerleğin kilitlenmemesini sağlıyor. Hornet, 4,35 lt/100km yakıt tüketimi değeri (WMTC modu) ve 15,2 litrelik yakıt deposuyla 340 km’nin üzerinde bir menzil sunuyor.
Yeni Hornet’te ayrıca, 4 farklı sürüş modu bulunuyor. Entegre Ön Tekerlek Kalkış Kontrolü ile programlı Motor Gücü, Motor Freni ve Honda Seçilebilir Tork Kontrolü kombinasyonlarını içeren Standart, Spor ve Yağmur sürüş modunun yanı sıra sunulan Kullanıcı modunda ise sürücünün koşullara ve sürüş tarzına uygun olarak tercih ettiği kombinasyon seçilebiliyor. Bu modlar, sol gidon anahtarı ve TFT ekranı üzerinden yönetilebiliyor.
Modern tasarımı ve gelişmiş donanımı ile yeni streetfighter: Hornet
Eşekarısı kanadından esinlenilerek tasarlanan yakıt deposunun çizgileri imza niteliği taşırken; keskin tasarımlı ön grenajdan zarif kuyruk tasarımına kadar tüm ayrıntılar Hornet’in sportif ve hırçın karakterini ortaya koyuyor. Yalnızca 16,6 kilogram iskelet ağırlığına sahip olan yeni Hornet’in, motor performansını yansıtacak şekilde ayarlanan yeni hafif çelik elmas bir iskeleti bulunuyor. Dik sürüş pozisyonuna uygun 795 mm sele yüksekliği ile doğal oturma pozisyonu için geride konumlandırılan ayaklıklar ve geniş gidonlar farklı sürücülerin gereksinimlerini karşılıyor. Çeviklik ve geri bildirim için yeni çelik salıncakla birlikte ayarlanabilir ön yüke sahip arka amortisör, eğlence faktörünü en üst düzeye çıkarıyor. LED aydınlatmalar ve sinyaller otomatik olarak kapanırken; üstün sürüş güvenliği için ise Acil Durum Fren Sistemi bulunuyor.
Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) aracılığı ile hem Android hem de ilk kez IOS cihazlar için sunulan gelişmiş bağlanabilirlik özellikleri ile pratik, okunaklı ve tüm sürüş bilgilerini sürücüye anlık olarak aktaran 5 inçlik yüksek çözünürlüklü TFT renkli ekran sürüş keyfini destekliyor. Sürücünün tercihine göre analog veya grafik bar olmak üzere dört tip hız/devir ekranının yanı sıra yakıt göstergesi/tüketimi, sürüş modu seçimi/motor parametreleri, vites seçimi ve devir sayacında vites değişim uyarısı bilgileriyle gösterge ekranı kişiselleştirilebiliyor. Panel, sol gidondaki kumanda üzerinden yönetilirken; Honda Akıllı Telefon Sesli Kontrol Sistemi (HSVCS) sayesinde sürüş anında telefon görüşmeleri, mesajlar, müzik ve navigasyonun sesli kontrolü gibi işlevlere erişim sağlanabiliyor.
Haber
YAMAHA MOTOR ÜRETİMDE YEŞİL ALÜMİNYUMA GEÇTİ

Karbon Nötr hedefine yönelik her geçen gün önemli yeşil adımlar atan ve sürdürülebilir projeler geliştiren Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyumkullanmaya başladığını duyurdu.Sürdürülebilirlik alanında üretim sürecinde yeşil alüminyuma geçen ilk Japon şirket olanYamaha Motor, 2050 yılına kadar kullanımı daha geniş bir üretim prosesine yaymayı planlıyor.
Mobilite sektöründe geleceği şekillendiren öncü projelere imza atan Yamaha Motor, 2050 Çevre Planı çerçevesinde üretim ve ticari odaklı tüm faaliyetlerinde karbon nötrlüğünü hedefliyor.CO2 seviyeleri ve çevresel ayak izini azaltmanın yanı sıra karbon dengelemesine olanak tanıyan teknolojiler ve projeler geliştirmeye odaklanan Yamaha Motor üretimde yeşil alüminyuma geçiş yaparak önemli bir adım attı. Yeşil alüminyum, geleneksel olarak rafine edilmiş alüminyuma kıyasla yaklaşık yüzde 60 daha az karbondioksit yayıyor ve yenilenebilir enerji kullanılarak rafine ediliyor. Alüminyum parçalar, motosiklet ürünlerinin toplam araç ağırlığının yüzde 12 ile yüzde 31 kadarını oluşturuyor. Üretimde yeşil alüminyumun benimsenmesi, ürün yaşam döngülerinin bir parçası olarak hammadde üretimi sırasında karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına olanak sağlıyor.
Yeşil alüminyumu ilk olarak yüksek hacimli modellerin ve arazi motosikletlerinin belirli parçalarının üretiminde kullanmaya başlayan Yamaha Motor, kısa vadeli süreçte tedarik hacminin izin verdiği ölçüde yeşil alüminyumun kullanım aralığını genişletmeyi planlıyor.Sürdürülebilir yaşam döngüsüne yönelik atılan bu önemli adımın,2050 yılına kadar tüm ticari faaliyetlerinde karbon nötrlüğü elde etme çabalarının ve 2050 yılına kadar yüzde 100 sürdürülebilir malzemeye geçiş hedefinin bir parçası olduğunun üstünü çizen Yamaha Motor Türkiye Genel Müdürü Hakan Kaya, “İnsanlara heyecan verici, özgür ve daha tatmin edici bir yaşam sunma vizyonu ile hareket eden markamız bu misyona ulaşmak için çevre odaklı girişimlere her geçen gün yenisini ekliyor. Geçtiğimiz yıl kurulan Yamaha Motor Sürdürülebilirlik Fonuda bu alanda atılan oldukça önemli bir gelişmeydi. Fon, çevresel sorunları çözmeye çalışan, çok sayıda şirketle iş birliğine dayalı ilişkiler geliştirmeyi ve daha iyi bir dünya yaratmaya katkıda bulunmayıamaçlıyor. Şimdi ise üretimde gerçekleştirdiğimiz yeşil alüminyuma geçiş süreciyle sürdürülebilirlik gelişimimizi bir adım daha ileri taşıdık. İnsana ve çevreye iyi gelecek teknolojiler üretmek tek amacımız” dedi.